Piyasa değeri bakımından en büyük kripto para projesinden biri olan Ripple (XRP), son yıllarda SEC’in kendilerine açtığı dava ile gündeme geldi. Bir zamanlar Bitcoin’in (BTC) ardından en değerli ikinci kripto para olan Ripple, SEC davasından olumsuz etkilenmiş olsa da hâlâ sadık bir topluluğa sahip.
Peki Ripple nasıl kuruldu? Bu makalede, Ripple’ın tarihine göz atacağız.
Ripple nedir?
Ripple (XRP), büyük miktarlardaki varlık ve para transferlerinin hızlı, güvenilir ve ucuz bir şekilde yapılmasını sağlamayı amaçlayan bir ödeme ağı sistemidir. Blok zincir teknolojisini kullansa da Ripple, diğer blok zincir projelerinin ve kripto para birimlerinin aksine merkeziyetsiz değildir. Ripple, blok zincir üzerinde işlem görmesine rağmen bütün defterler Ripple Labs şirketi tarafından yönetilmektedir.
Dünden bugüne Ripple tarihi
2004 - 2012: RipplePay dönemi
Ripple’ın serüveni, 2004 yılında Ryan Fugger’ın RipplePay şirketini kurmasıyla başladı. RipplePay, bankaların yerini alacak ve eşler arası güvene dayalı bir finansal ilişkiler ağı protokolüydü. RipplePay ilgi çekse de yeterince verimli ve güvenilir bir model ortaya koyamamıştı. Bu durum, 2012’den itibaren değişecekti.
2008 yılında Satoshi Nakamoto takma isimli bir kişi ya da grup, Bitcoin blok zincirini tasarladı. 2011 yılının başlarında ise Bitcoin büyük bir ivme kazandı ve bugün dünyanın en çok bilinen kripto parası olma konumuna doğru önemli adımlar attı. Bitcoin’in bu yükselişi elbette Ripple’ın hedef kitlesinin de dikkatini çekmeye başladı. Bitcoin, herkese açık bir blok zincir teknolojisini kullanarak RipplePay’den daha üstün görünen bir eşler arası ödeme ağı kurmayı başarmıştı. Bu durum Ripple markası için endişe vericiydi. Bu endişeleri gidermenin yolunu bulmak için Ripple ekibine yazılımcı Jed McCaleb dahil edildi. McCaleb, dönemin en büyük kripto para borsası Mt. Gox’un kurucusuydu ama Şubat 2011’de şirketini satmıştı.
Jed McCaleb’in gelişiyle beraber Ripple projesi yeni bir yola girdi. Bu dönem isim değişikliklerinin yaşandığı da bir dönem olacaktı.
Jed McCaleb
2012 - 2013: OpenCoin dönemi ve XRP coin
Jed McCaleb’in Ripple’a katıldıktan sonra ilk işlerinden biri bugün projenin yürütme kurulu başkanı olan Chris Larsen’i işe almak oldu. Larsen, 1996 yılında E-Loan isimli bir şirket kurmuş ve bu şirketi 2005 yılında Bancı Popular’a satmıştı. Ardından eşler arası bir borç verme platformu olan Prosper Marketplace’i kuran Larsen, 2012 yılında kurucusu olduğu bu şirketi terk ederek Ripple ekibine dahil oldu. Kısa süre sonra ise Ryan Fugger, şirketi Jed McCaleb, Arthur Britto ve David Schwartz üçlüsüne sattı.
McCaleb, Britto ve Schwartz ilk iş olarak şirketin adını OpenCoin olarak değiştirdi. Bu üçlünün amacı, RipplePlay’i esas alan ama Bitcoin’in izinden giderek bir kripto para ağı oluşturmaktı. Temelde RipplePlay ile Bitcoin’in amaçları çok benzerdi ancak RipplePlay’in yapamadığını Bitcoin, blok zincir teknolojisi sayesinde yapabilmişti.
OpenCoin, yeni teknolojisini RipplePay kaynak kodunu kullanarak inşa etti ve 2013 yılında finans kurumları için defter tabanlı bir ödeme ağı oluşturdu. Bu yeni teknoloji, beraberinde Ripple Gateway (Ripple Ağ Geçidi) yapısını da getirmişti. Bu yapı, kullanıcılar karşı taraflara yeterince güvenmediği için Ripple'ın eşler arası ödeme sisteminin verimli çalışmadığının fark edilmesinden sonra oluşturulmuştu. Ağ geçitleri, kullanıcıların güven duyabilecekleri ve ağda faaliyet gösteren büyük işletmelerdi. Böylece aslında geleneksel bankacılık ile eşler arası ağ arasında hibrit bir sistem inşa edilmiş oluyordu.
Ripple ağının yerel coini XRP ise Ocak 2013’te yayınlandı. Tıpkı Bitcoin gibi, XRP de halka açık bir kriptografik imza zincirine dayanıyor ve bu nedenle ilk güven ağı veya ağ geçidi tasarımı gerektirmiyordu. XRP, ABD doları dahil olmak üzere Ripple'daki tüm para birimleri için kullanılan bir yöntem olan ağ geçidi yöntemi olmadan doğrudan kullanıcıdan kullanıcıya gönderilebiliyordu. Şirket, XRP arzını ise 100 milyar gibi yüksek bir seviyede belirlemişti. Ancak XRP, Bitcoin’in aksine madenciliği yapılan ve merkeziyetsiz bir kripto para birimi değildi.
2013 yılında şirkette çok önemli bir değişiklik oldu ve McCaleb, şirketten ayrıldı. Aynı yıl OpenCoin şirketi adını Ripple Labs olarak değiştirdi. Ripple ağının kodları da açık kaynağa dönüştürüldü.
2013 - 2015: Ripple Labs dönemi
OpenCoin adını Ripple Labs olarak değiştirdikten sonra sistemde de bazı yenilikler yaptı. 2014 yılında “bakiye dondurma” özelliği uygulamaya kondu. Bu, Ripple ağ geçitlerinin, işlem için geçerli bir imza olmasa bile, ağ geçidinin kullanıcısının sahip olduğu coinleri dondurmasına ve hatta bunlara el koymasına olanak sağlıyordu. Bundaki amaç ağ geçitlerinin düzenleyici gerekliliklere, örneğin fonlara el konulmasını talep eden bir mahkeme emrine uymasını sağlamaktı. Gerçi isteyen ağ geçidi bu özelliği devre dışı bırakabiliyordu ama dönemin en büyük Ripple ağ geçidi olan Bitstamp, bakiye dondurma özelliğini devre dışı bırakmamıştı.
Takvimler 2015 yılını gösterdiğinde, Ripple merkezi otoritelerle ilk sorunlarını yaşamaya başladı. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki (ABD) düzenleyiciler, gerekli izni almadan XRP satarak Banka Gizliliği Yasasını ihlal ettiği için Ripple Labs şirketine 700 bin dolar para cezası verdi. Bu cezaya ek olarak Ripple Labs, kimi epey zahmetli bir dizi iyileştirici önlemi uygulamaya koymayı kabul etti.
2015 - 2018: Ripple büyüyor
2015 yılının Ekim ayında şirket adını Ripple olarak kısalttı. Bir yıl sonra, Eylül 2016’da Ripple, Japonya'nın önde gelen çevrimiçi perakende borsa simsarlığı şirketi SBI Holdings tarafından yürütülen bir turda 55 milyon dolarlık finansman sağladı. SBI, Ripple'ın yüzde 10,5 hissesini de satın aldı. SBI ve Ripple, yüzde 60'ı SBI'ye ve yüzde 40'ı Ripple'a ait olan SBI Ripple Asia adlı bir ortak girişim de kurdu. Şirket, Ripple teknolojisini kullanarak bir ödeme platformu sağlamayı amaçlıyordu.
Ripple, bundan sonra hızla büyüdü. Öyle ki 2017 itibarıyla Ripple ile işbirliği yapan şirketler arasında BBVA gibi uluslararası bankalar bile vardı. Ancak kısa süre sonra Ripple’ın başı ABD düzenleyici makamlarıyla belaya girdi.
2018 - bugün: Ripple ve davalar
2018 yılında yatırımcılar tarafından Ripple’a karşı bir toplu dava açıldı. Davanın ardında yatan iddia, kayıtdışı XRP satışıydı. İddiaya göre Ripple, “milyarlarca XRP yaratmış” ve daha sonra “aslında hiç bitmeyen bir ilk coin arzı (ICO)” ile bunları halka satarak kâr elde etmişti.
21 Aralık 2020 tarihinde ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC), benzer bir iddia ile Ripple ve iki yöneticisine karşı dava açtı. Kripto para dünyasında büyük ses getiren davada Ripple geri adım atmadı ve SEC ile anlaşmaya yanaşmadı. Hem Ripple’ın hem kripto para dünyasının kaderini etkileyebilecek bu davada Ripple bazı başarılar elde etse de dava hâlâ sürüyor.
SEC’in Ripple davasının detaylarına dair makalemizi okumak için buraya tıklayın.
Bugün Ripple, davalar nedeniyle eski gücünde olmasa da hâlâ piyasa değeri bakımından en değerli kripto para projeleri arasında sekizinci sırada yer alıyor. 20 Ocak 2021 itibarıyla XRP coin ise tüm zamanların en yüksek değerini 7 Ocak 2018 tarihinde, 3,40 dolar ile görmüş durumda. SEC davasının Ripple adına olumlu sonuçlanması halinde XRP coinin yeniden bu seviyeleri görebileceği düşünülüyor.
Bitlo.com üzerinden kolayca Türk lirası ile Ripple (XRP) almak için tıklayın.