Yapay Zeka Tarihi: Yapay Zeka Nasıl Ortaya Çıktı?

Başlangıç Seviyesi
Yapay Zeka Tarihi: Yapay Zeka Nasıl Ortaya Çıktı?

Bugün birçok yeniliğin gelişiminde rol oynayan yapay zeka teknolojisi, blokzincir ve kripto para dünyasıyla da yakından ilişkili. Ocean Protocol (OCEAN), Render Token (RNDR), Fetch.ai (FET), Oasis Network (ROSE) gibi birçok proje yapay zeka araştırmalarını kolaylaştırıyor.

Peki yapay zeka teknolojisi nasıl ortaya çıktı ve dünden bugüne nasıl gelişti? Gelin, yapay zeka tarihine yakından bakalım. 

Yapay Zeka Teknolojisinin Tarihi

Yapay zeka fikrinin temelleri çok eskilere, Antik Yunan’a ve Eski Mısır’a kadar dayanır. Antik Yunan ve Eski Mısır medeniyetlerinde mekanik insanlardan, yani düşünebilen makinelerden bahseden mitler vardı. Zaman içinde düşünebilen makinelere yer veren başka birçok sanat ve edebiyat eseri ortaya çıktı. Örneğin, 1921’de, Çek oyun yazarı Karel Čapek, "Rossum'un Evrensel Robotları" adlı bir bilim kurgu oyunu yayımladı. Oyunda robot olarak adlandırdığı fabrika yapımı yapay insanlar bulunuyordu. 

Ancak gerçek anlamda yapay zeka teknolojisinin ortaya çıkması için 1940’ları beklememiz gerekti. 1940’lı yıllar, yapay zeka ve makine öğrenimi teknolojilerinin doğuş çağıydı. 

1943 - 1955: Yapay Zekanın İlk Adımları

Günümüzdeki yapay zekanın temeli, 1943 yılında nörofizyolog Warren McCulloch ve mantıkçı Walter Pits tarafından atıldı. İki bilim insanı, yapay nöronlardan oluşan bir model önermişti. Bundan altı yıl sonra, 1949’da ise Donald Hebb, nöronlar arasındaki bağlantı gücünü değiştirmek için bir güncelleme kuralı ortaya koydu. Onun bu kuralı günümüzde “Hebbyan öğrenme” olarak adlandırılıyor.

Yapay zeka teknolojisinin erken aşamalarında en büyük atılımı ise İngiliz matematikçi Alan Turing yaptı. Turing, İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazilerin şifreli yazışmalarını çözmek için Enigma adı verilen bir makine icat etmişti. Bu icat, Turing’in aklında şu sorunun ışığını yakmıştı: “Makineler düşünebilir mi?”

Yapay Zeka Tarihi: Yapay Zeka Nasıl Ortaya Çıktı?

(Alan Turing)

Bu sorudan yola çıkan Turing, 1950 yılında “Computing Machinery and Intelligence” (Bilgi İşlem Makineleri ve Zeka) başlıklı bir makale yayımladı. Bu makalede Turing, makinenin insan zekasına eşdeğer akıllı davranış sergileme yeteneğini kontrol edebilen bir test öneriyordu. Bu testi bugün Turing test olarak biliyoruz. Turing’in bu makalesi ve Turing test, günümüzde, modern bilgisayarların ve yapay zeka teknolojilerinin temeli olarak görülüyor.

1955 - 1956: Yapay Zekanın Doğuşu

1955 yılı, yapay zeka teknolojisi için dönüm noktası oldu. Bu yıl araştırmacı Allen Newell, ekonomist Herbert Simon ve yazılımcı Cliff Shaw ilk yapay zeka bilgisayar programını geliştirmeye başladı. Logic Theorist adı verilen bu program, 1956’da yayınlandı. Logic Theorist, insanın problem çözme becerilerini taklit etmek üzere tasarlanmıştı. 

Aynı yılın yaz aylarında, “yapay zeka” kelimesi de ilk kez kullanıldı ve genel kabul gördü. Bu kavramı ABD’li bilgisayar bilimci John McCarthy, Dartmouth Konferansı’nda dile getirdi. Böylece 1955 - 1956 yılları, yapay zekanın doğduğu yıllar oldu.

1956 - 1974: Yapay Zekanın İlk Yılları

1958 yılında, John McCarthy, yapay zeka araştırmalarında hâlâ kullanılan bir programlama dili olan Lisp'i geliştirdi. Artık yapay zeka teknolojisi hızla gelişiyordu. Birçok bilim insanı ve yapay zeka araştırmacısı, teknoloji üzerine yenilikçi çalışmalar yapmaya başlamıştı. 

1961’de bilgisayar bilimci Profesör James Slagle, birinci sınıf kalkülüste sembolik entegrasyona odaklanan sezgisel bir problem çözme programı olan SAINT'i (Symbolic Automatic INTegrator) geliştirdi. 1964 yılında ise bir başka bilgisayar bilimci Daniel Bobrow, matematiksel kelime problemlerini çözen ve Lisp dilinde yazılmış yapay zeka programı STUDENT'i yarattı. Bugün STUDENT, yapay zeka doğal dil işleme konusunda ilk kilometre taşlarından sayılıyor. 

1960’larda araştırmacılar matematiksel problemleri çözebilen algoritmalar geliştirmeye önem vermeye başlamıştı. Joseph Weizenbaum, 1966 yılında ELIZA adını verdiği ilk sohbet robotunu yarattı. Bu program, ilk interaktif bilgisayar yazılımlarından biriydi. 

1972 yılında ise ilk insansı robot WABOT-1, Japonya’daki Waseda Üniversitesi’nde icat edildi. Bu robot hareket edebilen uzuvlara, görme ve konuşma becerisine sahipti.

1974 - 1980: 1. Yapay Zeka Kışı

1974 ila 1980 yılları, ilk yapay zeka kışı dönemidir. Yapay zeka kışı, bilgisayar bilimcilerinin araştırmaları için hükümetlerden yeterli fon alamadığı bir zaman dilimini ifade ediyor. Bu dönemde yapay zeka araştırmalarında ciddi bir gerileme yaşanmış, yapay zeka üzerine yayımlanan makale sayısı da kayda değer miktarda düşmüştü. 

1980 - 1987: Yapay Zeka Patlamas

Yapay zeka araştırmaları 1980’lerde altın dönemini yaşadı. Bir yapay zeka kışının ardından 1980 yılında Waseda Üniversitesi araştırmacıları WABOT-2’yi yarattı. Bu versiyonunda WABOT, insanlarla iletişim kurmanın yanı sıra müzik notalarını okuyabiliyor ve elektronik bir orgda müzik çalabiliyordu.

Aynı yıl ABD’deki Stanford Üniversitesi’nde Amerikan Yapay Zeka Derneği’nin ilk ulusal konferansı toplandı. Bundan bir yıl sonra, 1981’de ise Japon Uluslararası Ticaret ve Sanayi Bakanlığı, amacı sohbet edebilen, dilleri tercüme edebilen, resimleri yorumlayabilen ve insan benzeri muhakeme yapabilen bilgisayarlar geliştirmek olan Beşinci Nesil Bilgisayar projesine 850 milyon dolar ayırdı.

1986 yılı itibarıyla yapay zeka teknolojisinin otomotiv sektöründeki ilk kullanımları da ortaya çıkmaya başladı. Mercedes-Benz, Ernst Dickmanns yönetiminde kameralar ve sensörlerle donatılmış sürücüsüz bir minibüs üretti ve piyasaya sürdü. Bu minibüs başka hiçbir engelin ya da insan sürücünün olmadığı bir yolda saatte 55 mil hıza kadar çıkabiliyordu. 

Bu dönemde irili ufaklı birçok yapay zeka projesi geliştirilirken, ikinci yapay zeka kışı da ufukta görülmüştü. 

1987 - 1993: 2. Yapay Zeka Kışı

1987-1993 yılları arasındaki dönem, 2. Yapay Zeka Kışı olarak anılır. Bu dönemde yatırımcılar ve hükümet bir kez daha yüksek maliyet nedeniyle yapay zeka araştırmalarına fon sağlamayı kesmişti. 

1993 - 2011: Yapay Zeka Evlerimize Giriyor

1993 itibarıyla artık yapay zeka teknolojilerinin çok daha kitleselleşeceği, ticarileşeceği ve evlerimize kadar gireceği bir dönem başlıyordu. 

Bu dönemin en bilindik olaylarından biri, IBM şirketinin Deep Blue adı verilen bir satranç bilgisayarı geliştirmesiydi. Deep Blue’nun ünlü satranç şampiyonu Gary Kasparov’u yenmesi, yapay zekanın insan zekasına karşı ilk gerçek zaferi olarak görülmüş ve tüm dünyada büyük ses getirmişti. Bu olay, yapay zekanın ticarileşmesi ve sıradan insan tarafından bile ilgi görmesinde rol oynadı.

1998’de yapay zeka, çocukların da yaşamına dokundu: Dave Hampton ve Caleb Chung, çocuklar için ilk "evcil" oyuncak robot olan Furby'yi icat etti. Furby'ye paralel olarak Sony, çevresiyle, sahipleriyle ve diğer yapay zeka robotlarla etkileşime girerek "öğrenmek" üzere tasarlanmış bir robotik evcil köpek olan AIBO'yu piyasaya sürdü. 

2002’de ise yapay zekaya sahip, ilk akıllı elektrikli süpürge olan Roomba icat edildi ve piyasaya çıktı. Böylece yapay zeka teknolojisi, ev yaşamının bir parçası oluyordu. 

Bu dönemde artık sosyal medya platformları da ortaya çıkmaya başlamıştı. Bu platformlar, yapay zeka teknolojilerinden faydalandıkça, Web3 fikri de gündeme geldi. Artık yapay zeka devrimi başlamıştı ve bu teknolojinin hayatımızın her noktasına nüfuz edeceği günler yakındı. 

2011 - Günümüz: Derin Öğrenme, Big Data ve Yapay Genel Zeka

2011 yılında IBM'in Watson'ı, karmaşık soruların yanı sıra bilmeceleri de çözmesi gereken bir bilgi yarışması olan Jeopardy'yi kazandı. Watson doğal dili anlayabildiğini ve zor soruları hızlı bir şekilde çözebildiğini kanıtlamıştı.

2011’de Siri, 2012’de Google Now adlı sesli asistan uygulamaları yayınlandı. Bu uygulamalar kullanıcıların sesini tanıyıp onların sorularını cevaplayabiliyordu. Siri ve Google Now hâlâ kullanılırken, bu uygulamaların birçok benzeri de piyasaya çıktı. Örneğin 2014 yılında Amazon, yapay zeka sahibi bir ev asistanı olan Amazon Alexa’yı piyasaya sürecekti.

2013 yılında Carnegie Mellon Üniversitesi'nden bir araştırma ekibi, görüntü ilişkilerini karşılaştırabilen ve analiz edebilen semantik bir makine öğrenme sistemi olan Never Ending Image Learner'ı (NEIL) çıkardı.

2016 yılında tüm dünyayı heyecanlandıran bir gelişme yaşandı ve Hanson Robotics tarafından Sophia adında çok gelişmiş bir insansı robot yaratıldı. Sophia ilk "robot vatandaş" olarak biliniyor. Sophia'yı önceki insansılardan ayıran şey, görme (görüntü tanıma), yüz ifadeleri oluşturma ve yapay zeka aracılığıyla iletişim kurma yeteneğiyle gerçek bir insana benzemesiydi.

Yapay Zeka Tarihi: Yapay Zeka Nasıl Ortaya Çıktı?

(Sophia)

2011’de başlayan süreç, bugün yapay zekanın hayatın her alanına nüfuz ettiği bir ortam yarattı. Artık yapay zeka dikkate değer bir seviyeye ulaştı. Derin öğrenme, big data (büyük veri) ve veri bilimi kavramları bugünün en ciddi trendi Günümüzde Google, Facebook, IBM ve Amazon gibi şirketler yapay zeka projelerine yatırım yapıyor ve harika cihazlar yaratıyor. Üstelik blokzincir teknolojisinin ve kripto paraların keşfi, yapay zeka araştırmaları için eşsiz fırsatlar yaratıyor. Ocean Protocol gibi merkeziyetsiz veri platformları, yapay zeka araştırmacılarının özel verilere çok daha kolay ve maliyetsiz erişebilmesini sağlıyor. 

Öyle görünüyor ki yapay zeka, önümüzdeki yıllarda hayatımızın daha fazla parçası olacak. Bu teknolojik devrim iş dünyasından yaratıcı süreçlere, her alanda yeni bir çağ başlatıyor.