Bitcoin: Kökeni ve Kültürel Önemi

Orta Seviye
Bitcoin: Kökeni ve Kültürel Önemi

Bugün kripto para denilince akla gelen ilk şey olan Bitcoin (BTC), en başta küçük çaplı bir bilgisayar bilimcileri, Cypherpunks girişimi ve kriptograflar hareketinden ibaretti. Ancak giderek büyüdü ve bir fenomene dönüştü. Artık bir yatırım aracı olarak Bitcoin’den bahsediyor, Bitcoin’i deflasyonist yapısından ötürü altın ile bile kıyaslıyoruz. 

Bitcoin ve enflasyon konusunda daha fazla bilgi edinmek için tıklayın.

Bitcoin’in küresel finansal sitemini yeniden tasarlamayı zorlamaya başladığı su götürmez bir gerçek. Ancak kripto para birimlerinin bu amiral gemisinin felsefi, teknolojik ve ekonomik sonuçları da var. Üstelik bu sonuçlar her geçen gün genişlemeye devam ediyor. Bu yüzden, bu makalede, Bitcoin'in tarihi ve kültürel önemine genel bir bakış atacağız. 

Bitcoin’in öncülleri

Bitcoin (BTC), dünyanın ilk kripto para birimi ve blok zinciridir. Bitcoin blok zinciri, tüm bitcoin (BTC) sahipliğini kaydeden; merkeziyetsiz ve herkese açık bir defter tutan eşler arası Bitcoin ağını ifade eder.

Bitcoin, karşılıklı güvene ihtiyaç duymayan dijital bir para yaratmanın yanı sıra mevcut, merkezileştirilmiş finansal hizmetleri merkezden uzaklaştırma hareketinin de fitilini ateşledi. Ancak Bitcoin, bir sanal para yaratmaya yönelik ilk girişim değildi. Kendisinden önce gelenlerin omuzları üzerinde yükseldi. Daha önceki girişimlerden çıkarılan dersler ve bu girişimler sırasında önerilen fikirler olmasaydı Bitcoin projesi de başarısız olabilirdi. 

Bit Gold

Aslında her şey, 1998’de Nick Szabo isimli bilgisayar bilimcisinin Bit Gold adını verdiği bir sanal para mekanizması önermesiyle başladı. Szabo, şifreleme ve elektronik para yoluyla gizliliği teşvik etmeyi hedefleyen bir grup teknoloji uzmanının oluşturduğu Cypherpunks topluluğunun da ilk üyelerinden biriydi. Cypherpunks 1980'lerde kurulmuştu ve üyeleri, kriptografi, ekonomi ve sansürle ilgili çeşitli konularda Cypherpunks posta listesi üzerinden düzenli olarak iletişim kuruyorlardı. 1993’te, Timothy C. May ve John Gilmore ile birlikte Cypherpunk topluluğunun kurucularından olan matematikçi Eric Hughes, A Cypherpunk's Manifesto'yu (Bir Cypherpunk Manifestosu) yayımlayınca hareket iyice bilinirlik kazanmıştı.

Bitcoin: Kökeni ve Kültürel Önemi

Nick Szabo

Nick Szabo ise 1990'ların sonlarında "kıymetli metallerin ve koleksiyon parçalarının, pahalıya mal oldukları için kaçınılmaz şekilde az bulunur olduğunu” fark etti. Böylece “güvenilir üçüncü taraflara asgari bağımlılıkla çevrimiçi olarak yüksek maliyetli bitlerin oluşturulabileceği” bir protokol inşa etmeye başladı. İşte, bu protokol, Bit Gold sanal para mekanizmasıydı. 

Bit Gold, bugün Bitcoin’in kullandığı Proof-of-Work (İş Kanıtı - PoW) fikir birliği modelinin temelini atmıştı. Szabo, Bit Gold ile çifte ödeme sorununu çözmeyi başarmıştı. Ancak Bit aynı başarıyı kötü bir aktörün çok sayıda düğüm oluşturmasını ve kayıt defterini kurcalamasını engellemekte gösteremeyince Bit Gold’un fikir birliği mekanizması yetersiz kaldı ve proje rafa kalktı. 

B-Money

Bir başka Bitcoin öncüsü ise Bit Gold ile aşağı yukarı aynı zamanlarda ortaya çıkan B-Money projesiydi. Bir bilgisayar mühendisi, Cypherpunk ve kriptograf olan Wei Dai tarafından önerilen B-Money’e, Bitcoin teknik incelemesinde de atıfta bulunacaktı. 

B-Money bir "anonim, dağıtılmış elektronik nakit sistemi"ni kavramsallaştırdı. Teknik inceleme aşamasının ötesine geçemese de B-Money, dağıtılmış bir defter, işlemlerin dijital olarak imzalanması ve PoW aracılığıyla sanal para yaratılması gibi bir dizi fikir öne sürüyordu. Bu fikirler nihayetinde Bitcoin’e ve daha birçok kripto para birimine ilham verecekti. 

Hashcash

PoW kullanan bir sisteme ücret (veya dijital kıtlık) oluşturma fikri ilk olarak 1993 yılında Cynthia Dwork ve Moni Naor tarafından internet hizmetlerini spam gibi kötüye kullanımlardan korumanın bir yolu olarak kavramsallaştırıldı. 1997'de ise İngiliz Cypherpunk Dr. Adam Back, spam ve hizmet reddi saldırılarını sınırlamayı amaçlayan bir hizmet olan Hashcash projesine bu konsepti uyguladı.

Sorun, şüphelenmeyen kullanıcılara toplu e-postalar göndermenin ucuz olmasıydı ki hâlâ öyle. Dr. Back’in buna getirdiği çözüm ise e-posta göndermenin maliyetini artırmak oldu. Bu sayede maliyet, dürüst kullanıcılar için asgari düzeyde kalacak ama İnternet’i kötüye kullanan kullanıcılar için engelleyici olacaktı. Bu fikir doğrultusunda Hashcash, bir göndericinin bir PoW bulmacasını çözerek bir Hashcash tokenı oluşturmasını gerektiriyordu. Bu token, posta pulunu andırıyordu ve alıcıya e-posta bu token ile beraber gönderiliyordu. Token geçerliyse, e-posta alıcıya teslim ediliyor; geçersizse, gönderene geri dönüyordu. 

Normal bir kullanıcı için bir Hashcash tokenı oluşturmanın maliyeti göz ardı edilebilirdi ancak bir spam gönderici için, Hashcash tokenlarını toplu olarak oluşturmak son derece pahalı olacaktı. 

Hashcash, bolluk karşısında dijital kıtlık yaratılabileceğini gösterdi ve bunu yaparken en az iki Cypherpunk'ın gözünü açtı. Kısa bir süre sonra, Bit Gold aracılığıyla Szabo ve B-Money aracılığıyla Dai, dijital kıtlık kavramını para yaratmaya uygulayacaktı. 

Yeniden Kullanılabilir İş Kanıtı (RPoW)

2004 yılında, aynı zamanda bir Cypherpunk olan Hal Finney, Bit Gold'u geliştirmeye ve yeniden kullanılabilir çalışma kanıtı (RPoW) olarak adlandırdığı bir kripto para birimi sistemi oluşturmaya çalıştı. Finney'nin RPoW sistemi, Bit Gold önerisindeki karmaşıklığın bir kısmını azalttı. Bununla birlikte, sistem, çifte harcama sorununa karşı koruma sağlamak için merkeziyetsizliği feda ederek merkezi bir sunucuya güveniyordu. 

Sonuçta, Bitcoin'in Szabo, Dai, Back ve Finney'nin çeşitli gelişmelerini birlikte uygulanabilir ve tamamen merkeziyetsiz dijital paraya dönüştürmesi 5 yıl daha alacaktı.

Bitcoin nasıl ortaya çıktı?

Bitcoin whitepaper’ı 2008'de yayımlandı ve ağ, Bitcoin blok zincirinin ilk bloğu olan Genesis Block’un madencilik yöntemiyle üretilmesi üzerine Ocak 2009'da faaliyete geçti. Bitcoin, kullanıcıların güvenilir, finansal aracılara ihtiyaç duymadan ve İnternet üzerinden birbirlerine para göndermelerine olanak tanıyan, tamamen merkeziyetsiz ve karşılıklı güvene ihtiyaç duymadan çalışan dijital bir para birimi yaratmayı başardı.

Bu, fikir birliği mekanizmasındaki büyük bir atılımla mümkün oldu. Bitcoin, Bit Gold'un tam olarak çözemediği endişeleri gidermek için Hashcash PoW'unu kullanan bir çözüm üretti. Daha spesifik olarak, Bitcoin madencilik mekanizması, düğüm sayısını önceden sabitleme ihtiyacını ortadan kaldırdı ve madencileri kurallara uymaya teşvik etti.

Bitcoin: Kökeni ve Kültürel Önemi

Bitcoin madenciliği şu şekilde çalışır: Bitcoin, fikir birliğine varmak için düğüm (madenciler olarak bilinir) çoğunluğuna güvenmek yerine, hashrate (ağın işlem gücü) çoğunluğuna güvenir. Ağın hash gücünün çoğunluğunu elde etmek pahalıdır, bu da bir madencinin defteri kurcalamasını maliyetli hale getirir. Ayrıca, bunu yapmak isteyen kötü niyetli bir madenci, blok zincirdeki işlemlerin devamını sağlayan ve blok zincire yeni bir blok ekleyen madencilere verilen bitcoin (BTC) ödüllerinden vazgeçmek durumunda kalır. Bu nedenle ekonomik kazanç elde etmek isteyen rasyonel bir madencinin, blok zincirini manipüle etmeye ve sistemi aldatmaya çalışmak yerine işlem gücünü blok zincirinin bütünlüğünü güvence altına almaya adayaacağı varsayılır. 

Kripto para madenciliği hakkında daha fazla bilgi almak için tıklayın.

Bu nedenle, Hashcash'in PoW konsepti, hem yeni BTC üretiminde hem de Bitcoin ağının güvence altına alınmasında kritik bir rol oynar. Teşviğe dayanan bu yapı, bir zamanlar ağırlıklı olarak bilgisayar bilimcileri ve kriptograflardan oluşan bir hareket olan kripto para birimlerini giderek daha yaygın bir fenomen haline getirdi.

Kültürel önemi ile Bitcoin

Bitcoin, dünya genelindeki bankaların sorumsuz risk alma ve borç verme uygulamalarının yol açtığı 2008 Küresel Finans Krizi sırasında geliştirildi. Bu kriz sırasında birçok banka hükümetler tarafından batmaktan kurtarıldı ve bu da insanlarda mevcut finansal sisteme karşı güvensizliğe yol açtı.

Bitcoin, “karşılıklı güvene dayalı modelin doğal zayıflıklarına” bir alternatif olarak ortaya çıktı. Satoshi Nakamoto'nun ilk Bitcoin bloğuna şu mesajı yazması tesadüf değil: “The Times 03/Jan/2009 - Şansölye, bankalar için ikinci kurtarma planının eşiğinde.” Bu mesaj pek çoklarınca sadece tarihe bir not düşme olarak değil, aynı zamanda bir silahlanma çağrısı olarak da kabul edilir.

Bitcoin, merkeziyetsizliği mümkün kılar; yani ağırlık merkezinin bireyin güçlendirilmesi olduğunu söyler. Bitcoin doğası gereği kontrolü azınlığın elinden alır ve çoğunluğa geri verir. Bu 10 yıl içinde, Bitcoin'in planı ve ahlaki yaklaşımı hem internet dünyasını hem de finansal sistemi herkes için daha fazla bağımsızlık, seçim hakkı ve fırsat sağlayacak şekilde yeniden tasarlayacak. Bu yüzden Bitcoin, tarihte, tıpkı matbaanın icadı, kişisel bilgisayar ya da ilk internet gibi önemli bir yere konumlanıyor.