Kripto para yatırımcıları, 5 Ağustos 2024 Pazartesi gününe kıpkırmızı bir tabloyla uyandı. BTC fiyatındaki sert düşüşleri ETH ve diğer altcoin’ler izledi. Ancak çöküşün asıl adresi Japonya oldu: Japon borsası, 1987’deki ünlü Kara Pazartesi’den beri en sert düşüşünü yaşadı. Onu diğer borsalardaki çöküşler izlerken, dünya krizin eşiğine geldi.
Peki ama Japon borsasındaki çöküşün nedeni ne ve 1987’deki Kara Pazartesi’ye benziyor mu? Bu içeriğimizde aşağıdaki sorulara cevap vereceğiz:
- Japon borsası neden çöktü?
- Borsadaki çöküşler BTC fiyatını neden etkiliyor?
- 1987 Kara Pazartesi Krizi nedir?
Japon Borsası Neden Çöktü?
Bugün 5 Ağustos 2024 ve tüm dünya aynı şeyi konuşuyor: Japon borsasının ve ona bağlı olarak küresel piyasaların çöküşü.
Aslında söz konusu olan, Tokyo Menkul Kıymetler Borsası'nın borsa endeksi Nikkei 225’in rekor seviyede düşüş kaydetmesi. Nikkei 225, bugün yüzde 12,4 oranında, yani 31 bin 458 puan geriledi. Bu ise hem BTC fiyatını hem de tüm dünyadaki borsaları olumsuz etkiledi.
Peki Japon borsası ve küresel piyasalar neden çöktü? Bu soruya cevap vermek için öncelikle “Carry trade nedir?” sorusuna cevap vermemiz gerek.
Carry Trade ve Japon Borsasının Çöküşü
Carry trade veya Türkçesiyle söylersek “arakazanç ticareti”, düşük faizle borçlanıp yüksek faize yatırım yapmaya dayanan bir yatırım yöntemidir.
Faiz oranı düşük bir ülkeden borç aldıktan sonra bu parayı faiz oranı yüksek bir ülkenin para birimine çevirip tahvillere veya benzeri varlıklara yatırım yaparak carry trade gerçekleştirebilirsiniz. Döviz kurlarının oynaklığından dolayı bu riskli bir trading yöntemidir ama yüksek kazanç getirebilir.
Şimdi gelelim carry trade’in Japon borsasıyla ilgisine. Japon yeni (JPY), carry trade için harika ve çok popüler bir enstrümandı çünkü Japonya uzun yıllardır negatif faiz veriyordu. Carry trading yapan çok sayıda yatırımcı, Japon yeni ile borçlanıp yüksek faiz veren para birimlerine gidiyordu.
Ancak mart ayında Japonya Merkez Bankası (BoJ), politika faizini yüzde -0,1’den yüzde 0 ila yüzde 0,1’e yükseltti. BoJ’un 31 Temmuz 2024 tarihinde politika faizini yüzde 0,25’e yükseltmesi ise bardağı taşıran son damla oldu.
Yen Döviz Endeksi son iki haftada yaklaşık yüzde 10 artış gösterdi. Yani yen ile borçlanan herkes artık yüzde 10 daha fazla borçlu, üstelik daha yüksek bir faiz oranıyla! Doğal olarak trader'lar varlıklarını satmaya ve kredilerini geri ödemek için JPY satın almaya başladı. Ancak yene yönelik tüm bu talep yen fiyatını daha da yükseltti (ve hâlâ yükseltiyor). Bu da daha fazla varlık satışına ve yene karşı daha fazla alım baskısına neden oluyor.
Hadi şimdi bu kısır döngüyü biraz daha basitleştirelim: Uluslararası Ödemeler Bankası’nın verilerine göre, bankaların JPY cinsinden sınır ötesi alacakları Mart 2024 sonu itibariyle yaklaşık 2,2 trilyon dolar değere ulaşmıştı ve bunun yaklaşık yarısının carry trade yapmak için alınan borçlar olduğu düşünülüyor. Yen ile borçlanmıştınız çünkü çok kârlıydı. Şimdi kârlı değil ve borcunuzu ödeyeceksiniz. Bu yüzden JPY satın almalısınız. Doğal olarak JPY borçlanarak yatırım yaptığınız varlıkları satıyorsunuz. Yani carry trade pozisyonlarınızı kapatıyorsunuz. Ancak bunu yapan tek yatırımcı siz değilsiniz! İşte tüm problem bu: herkes aynı anda çıkış kapısına koşuyor ve bu bir kaosa yol açıyor.
Özetle…
Sonuç itibarıyla, Japon borsasının çöküşünün ardındaki temel neden Japonya’da faizlerin artırılması olarak görünüyor. Ancak ekonomide hiçbir şeyin o kadar da deterministik olmadığı ve çok farklı faktörlerin gelişmeleri besleyebildiğini unutmamak gerek.
Japon Borsasının Çöküşü ve Bitcoin: BTC Neden Düşüyor?
İyi ama Japon borsası çöktü diye neden diğer borsalar ve başta Bitcoin (BTC) olmak üzere kripto para piyasası da çöküyor?
BTC fiyatı bu yazı yazıldığı sırada 51 bin dolar seviyesinde işlem görüyor. Ancak sadece birkaç saat önce 50 bin doların altına da düşmüştü. Bu düşüşlerin sadece Japon borsasındaki krizle ilgisi olmayabilir. Nitekim uzmanlara göre, i) Orta Doğu’daki gerilimlerin, ii) FED’in faiz indirmemesinin ve iii) ABD tarım dışı istihdam verilerinin beklentileri karşılamaması da kripto piyasasının çöküşünde etkili oldu. Ancak yatırımcıların JPY kredilerini kapatmaya yönelmesi kaçınılmaz olarak varlık satışına yol açar ve bu varlıklar arasında Bitcoin de var. Üstelik piyasalara bunca korkunun hakim olduğu bir anda, kripto paralar gibi yüksek volatiliteye sahip varlıklardan büyük miktarda çıkışların görülmesi beklenir. Daha fazla çıkış ise daha fazla paniğe yol açarak kar topu gibi büyüyen bir satış dalgas başlatır.
Bununla beraber, Bitcoin fiyatında daha önce de böyle sert düşüşlerin görüldüğünü ama BTC’nin bu düşüşleri aşarak yeni fiyat rekorları kırdığını unutmamak; orta ve uzun vadeli yatırım stratejilerini bu gerçeği göz önünde bulundurarak planlamak gerekir.
Sahi, BTC fiyat geçmişine hiç baktınız mı? Bakmadıysanız buraya tıklayın ve ilgili yazımıza bir göz atın!
1987 Kara Pazartesi Krizi Nedir?
Gazetelerde ve haber sitelerinde şimdiden “Kara Pazartesi” manşetleri atılıyor. Elbette bu ifade, 19 Ekim 1987 günü yaşanan ve ilk çağdaş küresel finans krizi olarak kabul edilen Kara Pazartesi Krizi’ne bir gönderme.
19 Ekim 1987’de piyasalarda olağanüstü bir satış dalgası yaşanmış; DJIA (Dow Jones Sanayil Ortalaması) endeksi yüzde 22,6 düşüş kaydetmişti. O gün Hong Kong Borsası yaklaşık yüzde 46, Sydney Borsası yüzde 42, Londra Borsası yüzde 27 düştü. Bu, 1928 Büyük Buhranı’ndan beri görülen en büyük krizdi.
Ekonomistlerin krizin sebepleri arasında çeşitli finansal kararları ve jeopolitik gelişmeleri gösterdi. Varlık fiyatlarının şişerek balon oluşturması, enflasyonun yükselerek faiz artışlarına neden olması, ABD’de cari açığın artması, program trading ve portföy sigortası bunlar arasında sayılabilir. O dönem borsacılıkta devre kesici uygulamasının (alım satımların kısa süreliğine durdurulması) olmaması ise panik satışlarını hepten artırmış ve bugünkünden çok daha büyük bir borsa çöküşüne yol açmıştı.