Kripto alanında, Türkçe’de sepet ya da çanta anlamlarında kullanılan “bag” kelimesi, bir portföyde bulunan coin ve tokenları ifade etmektedir. Bu terim genellikle belirli bir kripto para biriminden yüksek miktarlarda stoklanmış ise kullanılmaktadır. Sepet terimini kullanmak için minimum tutar yoktur, ancak fazla sayıda coin veya token sahiplerine “sepeti dolu” veya “sepeti ağır” şeklinde hitap edilebilmektedir.
Bag Holder Nedir?
Uzun süre kripto septlerini satmadan tutan yatırımcılar genellikle “Bag Holder” olarak adlandırılmaktadır. Bag holder terimi her ne kadar farklı şekillerde kullanılsa da genel olarak; bir coin’in değerinin düşmesine rağmen satmamakta ısrar eden yatırımcıları tanımlamaktadır. Başka bir deyişle torba sahipleri, çantaları her ne kadar değer kaybetsede mal varlıklarına bağlı kalan HODLer’lardır. Sepet sahibi, değersiz hale gelene kadar değeri azalan bir menkul kıymette pozisyon tutan bir yatırımcıyı tanımlamak için kullanılan gayri resmi bir terim olarak adlandırılmaktadır. Çoğu zaman, çanta sahibi ısrarla bir pozisyonu uzun bir süre elinde tutmakta ve bu süre zarfında yatırımın değeri sıfırlanmaktadır.
Bag Holders Teriminin Gelişimi
Urban Dictionary internet sitesine göre "bag holder" terimi, 1929 yılında başlayıp 30'lu yıllar boyunca süren ve büyük buhran olarak adlandırılan ekonomik kriz döneminden gelmektedir. Büyük buhrandan yana bag holder terimi, günümüzün yatırım sözlüğünün bir parçası haline gelmiştir. Sepet sahibi, sembolik olarak zaman içinde değersiz hale gelen "stok sepeti" tutan bir yatırımcıyı ifade etmektedir. Bir yatırımcının halka açık yeni bir teknoloji girişiminin 100 hissesini satın aldığı varsayıldığında, ilk halka arz (IPO) sırasında hisse fiyatı başlangıçta yükselse de, analistler iş modelinin doğruluğunu sorgulamaya başladıktan sonra fiyat hızla düşmeye başlamaktadır. Sonraki zayıf kazanç raporları ise, şirketin mücadele ettiğini ve bunun sonucunda hisse senedi fiyatının daha da düştüğünü göstermektedir. Bu olumsuzluklara rağmen hisse senedine tutunmaya kararlı bir yatırımcı, çanta sahibi olmaktadır.
Bir yatırımcının neden sepetini satmak istemediğini açıklayan çeşitli teoriler mevcuttur:
- Bu teorilerden birisi; kripto sepet sahiplerinin piyasa trendlerini takip etmemesidir.
- Bir başka teori ise kripto sepet sahiplerinin ileride portföylerinin değerleneceğine dair olan inançlarıdır. Çantalarının ileride daha fazla kâr getireceğine inandıklarından dolayı çantaları satmak, bu tip kullanıcılar için mantıksız bir karar olarak görülmektedir.
- Son olarak bir başka teori de en basitinden çanta sahiplerinin piyasayı takip etmeye ilgilerinin veya zamanlarının olmayışıdır.
Bunların yanı sıra bir de eğilim etkisi denen bir durum mevcuttur. Eğilim etkisi insanların kaybetmeye olan nefretlerinin kazanmaya olan mutluluklarından daha fazla olduğunu savunmaktadır. Yani kazanmak yerine kaybetmemek bazı insanlar için daha önemlidir. Bu nedenle bazı çanta sahipleri portföyleri her ne kadar değer kaybetse de çantalarını satmamakta inat etmektedirler. Çünkü çantalarını satarlarsa kaybetmiş olacaklarını düşünürler.
Kayıptan Kaçınma ve Elden Çıkarma Etkisi
Bir yatırımcının düşük performans gösteren menkul kıymetleri elinde tutmasının birkaç nedeni olmaktadır. Buna ilk olarak, bir yatırımcı portföyünü tamamen ihmal edebilir bu da bir hisse senedinin düşen değerinden habersiz kalmasına neden olabilmektedir. Yatırımcının bir pozisyonu elinde tutması daha olasıdır çünkü pozisyonu satmak, zayıf bir yatırım kararını kabul etmek anlamına gelmektedir.
Daha basit ifade edilirse, yatırımcıların psikolojik olarak kaybetmeyi sevmemelerinin nedeni, kaybettikleri pozisyona tekrar sahip olmak umuduna tutunmalarıdır. Bu durum, bireylerin kayıplarından ziyade kazançlarına dayalı kararlar aldığı beklenti teorisi ile ilgilidir. Beklenti teorisi, insanların 100 dolar kazanacağına, bu miktarın yarısını kaybetmek yerine 50 dolar almayı tercih ettikleri örnekle gösterilmektedir. Başka bir örnekte, bireyler daha yüksek vergilere maruz kalabilecekleri için fazla mesai saatlerini reddetmektedir.
Batık Maliyet Yanılgısı
Batık maliyet yanılgısı, yatırımcının çanta sahibi olmak istemesinin bir başka nedenidir. Batık maliyetler, daha önce gerçekleşmiş olan geri alınamayan giderlerdir. Bir yatırımcının 1000 dolar değerinde bir işlemde hisse başına 10 dolardan 100 hisse satın aldığı varsayılsın. Hisse senedi hisse başına 3 dolara düşerse, şirketin piyasa değeri sadece 300 dolar olur. Bu nedenle 700 dolarlık kayıp, batık maliyet olarak kabul edilmektedir.
Birçok yatırımcı, yatırımlarını telafi etmek için hisse senetlerinin 1000 dolara yükselmesini beklemeye meyillidir ancak kayıplar zaten batık bir maliyet haline gelmiştir ve kalıcı olarak kabul edilmelidir. Son olarak, çoğu yatırımcı bir hisse senedini çok uzun süre elinde tutar çünkü değerdeki düşüş, satış tamamlanana kadar fiili muhasebelerine yansıtılmayan gerçekleşmemiş bir kayıptır. Yatırımcıların hisse senetlerini uzun süre elde tutması, kayıpların gerçekleşmesini geciktirir.
Özel Hususlar
Pratik anlamda bir yatırımcının çanta sahibi adayı olup olmadığını belirlemenin birkaç yolu vardır. Örnek olarak, bir şirket hisse fiyatının ekonomideki aksamalarla birlikte dalgalanma eğiliminde olduğu döngüsel bir seyre sahipse, o zaman sert yamaları atmanın hisse fiyatında geri dönüşe yol açması için iyi bir şans vardır. Ancak şirketin temellerinde sorun yaşanırsa hisse fiyatı asla iyileşmeyebilir. Sonuç olarak hisse senedi sektörü, uzun vadede daha iyi performans gösterme şansının sinyalini verebilmektedir.