Belki farkında değilsiniz ama güzel sanatlar, milyarlarca dolarlık bir sektördür. Müzayede evlerinde ve galerilerde koleksiyonluk tablolar, heykeller büyük paralara koleksiyoncular tarafından satın alınır. İnternetin yaygınlaşması ile beraber ise elbette birçok sektör gibi bu sektör de internet ortamına taşındı. Kısa sürede dijital sanat, koleksiyoncuların yeni gözdesi oldu. Ancak dijital sanat eserlerinin korunması ile ilgili sorunlar vardı. İşte bu noktada blok zincir ve NFT teknolojisi imdada yetişti!
Bu makalemizde NFT teknolojisinin dijital sanatı korumaya nasıl yardımcı olduğuna değineceğiz.
NFT öncesi dijital sanat ve sahtekârlık
Dijital sanat, NFT ve blok zincir teknolojisinden önce ortaya çıkmıştı. Dijital ortamda oluşturulmuş ya da dijital ortama aktarılmış sanat eserleri çevrimiçi müzayede sitelerinde satılıyor; internet sitelerinde ya da sosyal medyada sergileniyor, paylaşılıyordu.
Dijital sanat ile beraber sanat, kuşkusuz daha erişilebilir olmuştu. İnsanlar, sanat eserlerine, dünyanın dört bir yanından kolaylıkla erişebiliyordu artık. Bununla beraber büyük bir sorun da baş göstermişti: Sahicilik ve fikri mülkiyet koruması.
Dijital teknolojilerdeki ilerlemeler nedeniyle, sanat eserlerini kopyalamak ve sahtecilik, şaşırtıcı olmayan bir şekilde, daha komplike hale geldi. Dijital sanat alanında bir ürünün sahte olup olmadığını tespit etmek uzman gözler için bile oldukça zor olmaya başlamıştı. Bu da hem satıcılar hem de alıcılar arasında endişelere yol açtı. Dolandırıcılık, sahtecilik tüm dünyada artıyor ve dijital sanatın yanı sıra fiziksel sanatı da etkiliyordu.
Bu soruna cevaben sanatçılar, dijital çalışmalarını blok zincirinde sertifikalandırmaya ve bunları eşler arası olarak IPFS ağı üzerinden dağıtmaya başladılar. Bir başka deyişle 2009’da faaliyete geçen Bitcoin (BTC) ve ardından gelen diğer blok zincirler, sahteciliğe karşı dijital sanatın kurtuluş reçetesi oldu. Böylece, blok zincirlerin merkeziyetsizliği ve değişmezliği sayesinde, “kripto sanat (crypto art)” kavramı ortaya çıktı.
Ancak başka bir sorun daha vardı. İnsanlar şunu sordu: Dijital bir görüntü ücretsiz olarak görüntülenebilir veya indirilebilirse, bunun değeri nedir? Görüntüler kolayca kopyalanabildiğinden ve intihale maruz kalabildiğinden, dijital sanat üretmek veya satın almak sanatçılar ve koleksiyoncular için muallak bir seçenekti.
Bir sanat eseri ücretsiz olarak çoğaltılabiliyorsa, piyasa değeri düşer veya hiç olmaz. Orijinal eserlerin watermark ile damgalanması sanatçıların bu riske karşı tercih ettiği bir uygulama olmuştu ancak teknolojideki ilerlemeler bu önlemi daha az etkili hale getiriyor.
Bir çözüm olarak NFT
Bu noktada NFT teknolojisi sahneye çıkıyor. Dijital öğelerin değerini korumak için, değiştirilemez tokenlar (NFT) aracılığıyla uygulanan blok zinciri tabanlı "dijital kıtlık" kavramı ortaya atıldı.
NFT, benzersiz bir nesneyi veya onun bir parçasını temsil eden bir kriptografik tokendır. Bir NFT, kendisini daima açık, dağıtılmış ve kalıcı bir defterde benzersiz bir dijital parmak izine veya hash’e bağlayan bir blok zinciri işlemi olarak oluşturulur. Yani, NFT haline getirilmiş bir sanat eserine sahip olmak, doğrulanmış ve tartışılmaz şekilde onun sahipliğine haiz olmak anlamına gelir. Bir başka deyişle NFT’ler, bir sanat eserinin orijinal olduğunun ispatıdır ve kime ait olduğunu gösterir. NFT'ler, bir sanat eserinin orijinal olduğunu garanti eden ve geçmiş sahiplikler hakkında doğru bilgi sağlayan bir kaynak olarak çalışabilir.
Çevrimiçi sanat müzayedeleri, sahte sanat eserlerinin sahipliğini belgelediklerini iddia eden kötücül satıcılar nedeniyle olumsuz bir ün salmış olsa da NFT'ler hayati bir alternatif olarak ortaya çıkıyor. İlgili sitelerde ve sosyal medyada belirli bir sanat eseri için resmi blok zincir adresi yayınlanırsa, dileyen kişi bu eserin orijinalliğini kontrol edebilir. Çünkü blok zincir üzerindeki tüm işlemler şeffaftır ve değiştirilemezdir. Blok zincirinin değiştirilemezliği, bir sanat belgesi olarak NFT’nin de değiştirilemez olduğu anlamına gelir.
Ancak unutmamalı: Dijital sanat eserine değer ve kıtlık veren şey eserin kendisi değil, NFT biçimindeki bir “lisans” sahipliğidir.
Bir NFT'ye sahip olmak, bir alıcıya veya koleksiyoncuya o NFT’nin içerdiği çalışmayı sergileme ve yeniden satma hakkı verir ancak onu ticari olarak çoğaltma hakkı vermez. Yaratıcı, tüm fikri mülkiyet haklarını saklı tutar.
Durum tespiti yine de gerekli
Elbette NFT teknolojisi de tüm sorunları kökten çözen bir sihirbaz değil. Kimse bir sahtekarın, başka bir sanatçının eserini taklit edip onu tokenize etmesini, yani NFT haline getirmesini, sonra da kendi eseriymiş gibi NFT pazar yerlerinde satışa çıkarmasını engelleyemez. Bu açıdan, NFT sanat eserlerinin kaderi fiziksel sanat eserlerinin kaderinden farklı değil.
Yine de, internet ortamında dijital sanat tüm dünya tarafından görülebilir ve eleştirilebilir. Bu nedenle sahtecilikler ve intihaller kolayca tespit edilebilir. Özellikle sosyal medya bu konuda güçlü bir araç haline geldi. Sanatçılar sahtecilik ve intihal yaparak itibarlarını, kamuoyundaki imajlarını ve potansiyel satışlarını riske atıyorlar.
Kullanıcılar veya alıcılar tarafında, dolandırılmamak için asgari düzeyde durum tespiti yapmak hâlâ gerekli. Rastgele ve anonim sanatçılardan körü körüne alım yamak tavsiye edilmez. Sanatçılar portföylerini, geçmişlerini ve blok zincir adreslerini gösterebilmelidir.
SIGN Art çözümü
Signature Chain tarafından Waves (WAVES) blok zincirinde SIGN Art isimli bir proje geliştiriliyor. Proje, Waves protokolünün avantajlarını dijital sanat yaratıcıları ve koleksiyoncuları için erişilebilir kılmayı amaçlıyor.
Anında işlemleri ve düşük sabit işlem ücretleri sayesinde Waves blok zinciri, NFT oluşturmak için mükemmel bir platform. Mevcut kripto sanat piyasasına büyük oranda Ethereum (ETH) hakim. Ancak birçok NFT sanat eseri yaratıcısı ve koleksiyoncusu, Ethereum’daki yüksek gaz ücretlerinden şikayetçi.
Geçtiğimiz yıl boyunca Signature Chain, herkesin Waves blok zincirindeki herhangi bir dosyayı veya belgeyi doğrulamasına izin veren bir sertifika platformu geliştirdi: SIGN Art.
SIGN Art'ta, belge ve dosya doğrulama özelliği yakında kullanıma sunulacak ve içerik oluşturucuların eserlerini satış için tokenleştirme seçeneği ile sertifikalandırmalarına olanak tanıyacak. SIGN Art, sertifikalı eserlerden oluşan bir portföy ve/veya bir dijital sanat pazarı olarak da kullanılabilecek.