Metaverse, gerçek dünyaya alternatif sanal dünyalar yaratmayı vadediyor. Ancak bu beraberinde birtakım sorunlar getiriyor. Metaverse platformlarının dünyamıza gerçek bir alternatif olabilmesi için bir metaverse hukukunun da oluşması gerekiyor.
Bugün metaverse platformlarını kapsayan birtakım yasalar var. Örneğin, metaverse üzerinden çocuk istismarı yapmak ya da bununla ilgili materyalleri yaymak elbette yasak. Öte yandan, sadece metaverse’ü kapsayan bir hukuk oluşmuş değil. Bu da bazı yasal boşluklar doğuruyor. Bu makalemizde, metaverse hakkında 5 yasal soru işaretine değineceğiz.
Tutum ve Davranışlar
Metaverse bir fantezi unsuruna sahiptir; metaverse dünyalarının sınırları insanın hayal gücü kadar geniştir. Bu yeni özgürlük seviyeleri de suistimal ve suç için fırsatlar yaratır. Fiziksel travma riski sınırlı olabilir ancak kullanıcılar zihinsel olarak olumsuz etkilenebilir. Yerleşik bir yasal çerçevenin eksikliği, suç teşkil eden ya da suistimal içeren eylemlerin olasılığını artırabilir. Örneğin, biri metaverse üzerinde bir başkasına zorbalık uygulayabilir ya da onu manipüle edebilir.
Avatar Avukatlar
Metaverse yaygınlaştıkça, şirket kuruluşu, sanal hukuk firmaları ve dijital arazi anlaşmazlıklarında hakemlik gibi hizmetler sunmak üzere avatar avukatların ortaya çıktığını görmek şaşırtıcı olmayacaktır. Örneğin New Jersey merkezli bir hukuk firması olan Grungo Colarulo, metaverse ofisini kurdu bile. Grungo Colarulo’nun ofisi, en popüler metaverse platformları arasında sayılan Decentraland (MANA) üzerinde bulunuyor.
Bununla beraber, bu durum tamamen yapay zeka tarafından yönetilen avukatların ortaya çıkmasının önünü açabilir. Böyle bir dijital avukat, aslında insan olan bir avukatın dijital avatarından tamamen farklı olacaktır. Metaverse hukuku söz konusu olduğunda henüz bu alanda boşluk olduğu, metaverse avukatlığının sınırlarının açıkça çizilmediği dikkat çekmektedir.
Fikri Mülkiyet
Metaverse tanımlandıkça, geliştikçe ve ölçeklendikçe eski ekonominin fikri mülkiyet sorunları da stres testine tabi tutulacaktır. Fikri mülkiyet tanımları, mülkiyet, koruma, korsanlık ve patent konularıyla ilgili sorunlar, olası zorluklardan sadece birkaçıdır. Coğrafi sınırların yıkıldığı ve toprak haklarının yeni bir anlam kazandığı metaverse gibi bir dünyada, yeni ekonomi yeni bir şekilde düşünmeyi de gerektirecektir. Örneğin, avatarlar ve yapay zeka tarafından yaratılan fikri haklar, geçerliliklerini sorgulayan anlaşmazlıklara maruz kalabilir.
İçerik sahiplerinin lisanslama sınırlarını ve kullanım haklarını anlamaları gerekecek. Video oyunlarında kullanılan ve ünlüleri andıran karakterlerin kullanımı nedeniyle halihazırda davalar açılmış durumda. Bazı avatarların da ticari değer yaratacağı gerçeği göz önüne alındığında, bu tür anlaşmazlıklar metaverse üzerinde katlanarak artabilir.
Güvenilk ve Gizlilik
Web 2.0'ın ortaya çıkışı, güvenlik ve gizlilik meselesini hazırlıklı olduğumuz düzeyin ötesine itti. Kullanıcı tarafından oluşturulan içeriklerin sayısı öyle arttı ki yeni risk, güvenlik, gizlilik ve uyum paradigmaları doğdu. Web3 ve metaverse ise avatarlar ve dijital nesneler gibi yapay zeka tarafından üretilen içerikler ortaya çıkarıyor. Yeni veri formatları, hassasiyet seviyeleri, sahiplik, kontrol ve paylaşım büyük bir değişim geçirecek ve gerçek dünyadaki birçok yaklaşımın bu yeni ekonomide uygulanması pratik olmayacaktır.
Dünyanın dört bir yanındaki hükümetler ve teknoloji endüstrisinin kendisi, metaverse'de uluslararası sınırlar yıkıldıkça Genel Veri Koruma Tüzüğü gibi düzenlemelerin geçerliliğini değerlendirmek zorunda kalacaktır. Geliştiriciler, gizlilik odaklı metaverse deneyimleri ve yaş esaslı deneyimler oluşturmak için yeni mevzuatlara ihtiyaç duyacak.
Günümüzde daha karmaşık bir metaverse'te güvenliği yönetmek bir kabus olur. Verilerin güvenliğini sağlamaya yönelik gereksinimlerden, derin sahteciliklere, avatar kimlik hırsızlığına, trollemeye, hırsızlığa ve dijital arazilerin yasadışı faaliyetler için kullanılmasına kadar cevaplanmamış birçok soru var. Her metaverse platformunun farklı teknik konfigürasyonu ve mevcut standart eksikliği göz önüne alındığında, bu ele alınması gereken önemli bir sorundur.
Metaverse Adli Bilimleri
Blokzincir ve sanal gerçeklik adli bilimleri hızla olgunlaşsa da hâlâ emekleme aşamasındalar. Birçok e-keşif uzmanının, metaverse ile beraber temel varsayımlardaki bu değişime uyum sağlamak için becerilerini geliştirmesi gerekecek. Çünkü standartlar oluşturulduktan sonra bile donanımlı profesyonellerin eksikliğini görebiliriz.
Yeri gelmişken, e-keşifin ne olduğunu belirtelim: E-keşif ya da e-discovery, bir dijital delil toplama yöntemidir.
Mevcut e-keşif yazılımlarının birçoğu bulut uygulamalarına veya sosyal trendlere adapte olamamış durumda. Metaverse platformlarının ortaya çıkmasıyla birlikte, e-keşif için delil koruma ya da toplama konularında akıllı sözleşmelere entegre edilmiş yeni düzenleyici platformlara ihtiyaç duyulabilir.
Sonuç
Metaverse, Decentraland ve The Sandbox (SAND) gibi blokzincir tabanlı platformlar sayesinde hızla gelişiyor. Hukuk dünyası ise bu hızlı gelişmeleri yakalamaya çalışıyor. Bu nedenle, günümüzde, metaverse hukukuna dair birçok soru işareti bulunuyor. Bu soru işaretleri zamanla giderilecektir ama bu sürecin nasıl ilerleyeceğini hep beraber göreceğiz.