Dijital kimlik yönetimi ve güvenliği, blok zincir teknolojisinin en potansiyelli kullanım alanlarından biri. Her yıl tüm dünyada milyarlarca kişinin kişisel verileri kötü niyetli şahıslar tarafından ele geçiriliyor. Yani, kişisel veriler gibi hassas bilgilerin dijital ortamda saklanması, transfer edilmesi ve doğrulanması konusunda daha güvenli bir modele ihtiyacımız olduğu açık. İşte blok zincirler bu noktada öne çıkıyor: Blok zincir teknolojisinin merkeziyetsiz yapısı ve blok zincir verilerinin değiştirilemezliği, merkezi veritabanlarına karşı daha güvenli bir alternatif sunuyor.
Blok zincirlerin kullanım alanı olarak dijital kimlik
Merkeziyetsiz blok zincirlere bir veri kaydedildiği zaman bu verinin doğruluğu ağı oluşturan düğümler tarafından kontrol edilir ve onaylanır. Bir başka deyişle, blok zincir üzerindeki verilerin doğruluğu birçok farklı katılımcıdan gelen doğruluk beyanlarıyla desteklenir. Bunun anlamı şudur: Düğümlerin kontrolü kimde olursa olsun (ister bir grup yetkili, ister bir hükümet organı, ister farklı coğrafyalardaki farklı farklı kişiler), ağdaki verilerin doğruluğunu onaylayan bir mekanizma vardır. Düğümler, oy vererek verilerin doğruluğunu onaylar. Böyle bir mekanizmanın varlığı, düğümlerin kontrolünün resmi kurumların elinde olduğu bir durumda, blok zincirde saklanan dosyaların resmi dökümanlar gibi kullanılabilmesini sağlar. Fakat blok zincir teknolojisinin yapısı sayesinde bu, geleneksel yöntemlerden çok daha güvenli ve hızlı şekilde gerçekleşir.
Kriptografi, blok zincirler ve dijital kimlik
Geleneksel kimlik sistemlerinde kişisel bilgiler ve diğer hassas bilgiler, açıkça paylaşılır. Buna karşın, blok zincirlerde bu bilgilerin herkese açık şekilde ve doğrudan paylaşılması gerekmez. Blok zincir tabanlı kimlik sistemlerinde veriler, kriptografik teknikler ile şifrelenerek paylaşılabilir.
Özetleme (hashing), bu tekniklerin en yaygın olanlarından biridir. Hash, uzun ve rastgele bir harf ve sayı dizisidir. Özetleme algoritmaları sayesinde herhangi bir belge ya da bilgi bir hash haline getirilebilir. Böylece bir hash, kendisinin yaratılmasında kullanılan bilgileri temsil ederken dijital parmak izi gibi çalışır. Bu dijital parmak izi ise hükümet kurumları ya da başka yetkili kurumlar tarafından belgelere resmi geçerlilik atamakta kullanılabilir. Gelin bunu bir örnekle açalım: Geleneksel sistemde, bir resmi kuruma belgelerinizi sunduğunuzda bu belgeler ya da içerdikleri bilgiler açık bir biçimde saklanır. Sistemin hacklenmesi durumunda bilgileriniz çalınabilir. Ancak blok zincir tabanlı kimlik sistemlerinde bu belgeler için özel bir hash oluşturulur. İlgili kurum, bu hashin geçerliliğini doğrulayacak bir dijital imza yaratarak belgeyi resmileştirir ve kriptografiyle güvence altına almış olur.
Kendine egemen kimlik
Blok zincirler en yaygın şekilde kripto paraların yaratılması, saklanması ve alınıp satılmasında kullanılıyor. Kripto paralar aslında birer kriptografik veridir. Bununla beraber, bir kişinin kişisel bilgileri, belgeleri ve imzaları da kriptografiyle güvence altına alınıp blok zincir üzerinde saklanabilir, doğrulanabilir, paylaşılabilir. Kendine egemen kimlik, böyle bir yapıya dayanan bir modeli tanımlar. Bu modelde kullanıcılar, kendilerine ait bilgiler ve belgeler üzerinde tam hakimiyete sahiptir.
Kendine egemen kimlik modelinde kullanıcılar, kişisel verilerini kripto para cüzdanlarına benzer özel cüzdanlarda saklayabilir. Bu sayede kişisel verilerini ve bilgilerini ne zaman, kiminle paylaşacağının kararı tamamen kullanıcıya ait olur. Kredi kartı bilgilerini ele alalım. Blok zincir tabanlı kimlik sistemi, kredi kartı bilgilerinizi özel bir cüzdanda saklamanıza olanak tanır. Bu cüzdanda size bir özel anahtar atanır ve bu özel anahtarı kullanarak kart bilgilerinizin paylaşılacağı bir işlemi imzalayarak onaylayabilir ya da imzalamayarak reddedebilirsiniz. Böyle bir dijital imza, kartın sahibinin siz olduğunuzun kanıtıdır.
Blok zinciri dijital kimliklerde kullanmanın avantajları
Blok zincir teknolojisinin ve kriptografinin dijital kimlik sistemlerinde kullanılmasının iki önemli avantajı vardır. Bunlardan biri, blok zincir tabanlı bir dijital kimlik sisteminin kullanıcılara kişisel bilgileri üzerinde daha fazla kontrol vermesidir. Kriptografik teknikler sayesinde de bu bilgiler daha büyük gizlilik içinde korunur. Sıfır bilgi kanıtları (ZK Proofs) teknolojisi de kullanıcıların içeriğe dair hiçbir şeyi açık etmeden belgelerinin geçerliliğini blok zincir üzerinden doğrulayabilmesini sağlar.
Bir diğer avantaj ise şudur: Blok zincir tabanlı dijital kimlik sistemleri, geleneksel sistemlere kıyasla çok daha güvenlidir. Hashler, yani dijital imzalar sayesinde resmi belgeler çok daha kolay doğrulanabilir. Blok zincir, yapısı itibarıyla doğrulanmış bir verinin yanlışlanmasını da neredeyse imkansız kılar ve böylece sahteciliği önler. Blok zincir verilerini sonradan değiştirmek de neredeyse imkansızdır. Bu, kötü niyetli kullanıcıların dijital kimlik verilerine müdahalesinin önüne geçer.
Sonuç olarak, blok zincir devrimi yalnızca kripto paralar ile sınırlı değildir. Dijital kimlik alanında, kişisel bilgilerin ve resmi belgelerin doğrulanmasına ve saklanmasında da blok zincirlerin güvenli yapısı önemli avantajlar yaratmaktadır.