Sansür deyince hepimizin aklına basın özgürlüklerine getirilen kısıtlamalar gelir. Hükümetin ya da kurumsal güçlerin müdahalesi ve kontrolü olmaksızın açıkça fikir beyan etme hakkının kripto para birimlerine uyarlanmış hali censorship-resistance yani “sansür direnci” olarak adlandırılmıştır.
Ekonomilerin nakitsiz ödemelere geçtiği ve tüketicilerin kredi kartları, mobil ödeme uygulamaları veya dijital bankacılık gibi yeni işlem yollarına erişebildiği günümüzde, benzeri görülmemiş bir finansal özgürlük çağında yaşadığımız düşünülmektedir. Ancak, Bitcoin gibi kripto para birimleri, yalnızca tüketici rahatlığının ve seçiminin ötesine geçen, daha önemli bir özgürlük anlayışını güvence altına almak için tasarlanmıştır.
Kişisel finansı yönetmek için hangi yöntem kullanılırsa kullansın merkezi bir otorite, bir banka veya bir fintech firması ile birlikte para birimini basan devlet işlemlerin üzerinde kontrol sahibidir.
Bu otoriteler, geleneksel para birimlerinin (fiat) kullanıcıları arasında aracı görevi görmektedir ve şüpheli buldukları işlemleri sansürleyebilir. Kara para aklama gibi mali suçların önlenmesi açısından doğru bir davranış olsa da aynı zamanda kullanıcıların özgürlüğünü ve varlıklarının üzerindeki bireysel kontrolünü azaltan bir durumdur.
Kripto Paralarda Sansür Direnci
Sansür direnci, bir kripto para birimi ağının belirli bir özelliğine işaret edebilir. Bu özellik, ağ üzerinde işlem yapmak isteyen herhangi bir tarafın, ağ protokolünün kurallarına uyduğu sürece bu işlemi yapabileceğini ima eder. Örneğin Bitcoin ağı herhangi bir kuruluşa ait değildir, bu nedenle de Bitcoin üzerindeki işlemleri sansürlemek neredeyse imkansızdır.
Ayrıca sansür direnci, bir ağ üzerinde bulunan ve işlemlerde değişiklik yapılmasını önleyen bir özellik de olabilir. Blok zincirinde bir işlem yapıldığında bu işlem binlerce node arasında yayılır ve dağıtılmış defterlere eklenir. Bir işlem deftere eklendikten sonra defterden çıkarılamaz veya işlem üzerinde bir değişiklik yapılamaz. Bu yüzden defterdeki işlemlere ve ağa değişmez (immutable) denilmektedir.
Blockchain Neden Sansürlenemez?
Bitcoin ve benzeri blok zinciri tabanlı para birimleri, merkeziyetsiz ve aracısız ağlar olarak tasarlanmıştır. Blockchainin merkeziyetsiz yapısı, herhangi bir şahsın veya otoritenin belirli bir işlemi sansürlemesini neredeyse imkansız hale getirmektedir. Sansür direncinin işleyişi, blok zinciri ağlarının teknik tasarımına ve işlemlerin tamamlandıktan sonra geri döndürülemez olmasını sağlamak için kriptografi kullanımına bağlıdır. Geri dönülmezlik için kullanılan ortak terim değişmezliktir. Toplumsal veya siyasi değişikliklerden bağımsız olarak, paylaşılan defterin geçmişi belirli bir gündeme veya kazanılmış çıkarlara uyacak şekilde geriye döndürülemez.
Bitcoin Ağı Sansürlenebilir mi?
Sansüre direnç, Bitcoin'in ana değerlerinden birisi olarak kabul edilir. Bu da hiçbir devletin, şirketin veya üçüncü tarafın sisteme müdahale edemeyeceği anlamına gelmektedir. Sansür direnci, ağı yöneten kuralların önceden belirlenmesi gerektiğini ve ne şekilde olursa olsun hiç bir şekilde bu kurallarda keyfi bir değişiklik yapılmaması gerektiğini savunmaktadır.
Yine de belirtmek gerekir ki Bitcoin ağındaki işlemleri sansürlemek tamamen imkansız değildir ancak bunu yapmak için çok fazla kaynağa ihtiyaç duyulacaktır. Bitcoin'in güvenlik modeli büyük ölçüde çoğunluk teorisine dayanmaktadır. Bu, teoride tek bir gücün % 51 saldırısı adı verilen bir senaryoda ağın kontrolünü ele geçirmek için yeterli hash oranı toplayabileceği anlamına gelir.
%51 saldırısının gerçekleşme ihtimali oldukça düşük olmakla birlikte imkansız değildir. Böyle bir saldırıda, saldırgan(lar) kendi işlemlerini tersine çevirebilir (çifte harcama olasılığını açabilir) ancak diğer kullanıcıların işlemlerini tersine çevirme yetkisine sahip olmaz. Bitcoin gibi büyük bir ağa %51 saldırısı olasılığı son derece düşüktür çünkü böyle bir müdahaleyi gerçekleştirmek için gereken kaynaklar, elde edilecek olası yasadışı kazançlardan daha maliyetli olabilir.