Daron Acemoğlu, bir Nobel Ödülü alan üçüncü Türk olarak tarihe geçti. Daha önce Orhan Pamuk, 2006’da Nobel Edebiyat Ödülü’nü, Aziz Sancar ise 2015’te Nobel Kimya Ödülü’nü almıştı. Türk asıllı ABD’li akademisyen Daron Acemoğlu ise Nobel Ekonomi Ödülü’nün sahibi oldu. Aslında bu, sürpriz de değil çünkü Daron Acemoğlu Ulusların Düşüşü ve diğer kitaplarıyla makalelerinde büyüme modellerine getirdiği yeni bakış açısıyla uzun zamandır ekonomi alanının en çok ilgi gören isimlerinden biri... Peki ama Daron Acemoğlu kimdir ve neyi savunuyor?
Bu yazıda, aşağıdaki soruların cevaplarını bulacaksınız:
- Daron Acemoğlu kimdir?
- Daron Acemoğlu kitapları hangileri?
- Daron Acemoğlu Ulusların Düşüşü kitabında neyi savunuyor?
- Ulusların Düşüşü kitabına yönelik eleştiriler neler?
- Daron Acemoğlu’nun aldığı ödüller neler?
Daron Acemoğlu Kimdir?
Kamer Daron Acemoğlu, 3 Eylül 1967 tarihinde, İstanbul’da dünyaya geldi. Acemoğlu’nun babası hukukçu Kevork, annesi ise edebiyatçı ve şair İrma Acemoğlu’ydu. Genç Daron, böylece çocukluktan itibaren entelektüel bir çevrenin içinde bulunma fırsatı yakaladı.
Acemoğlu, 1986’da Türkiye’nin en prestijli okullarından olan Galatasaray Lisesi’ni bitirdi ve lisans eğitimi için İngiltere’ye gitti. 1989’da York Üniversitesi Matematiksel Ekonomi ve Ekonometri Bölümünden mezun olduktan sonra Londra Ekonomi Okulu’nda yüksek lisans ve doktora yaptı. Acemoğlu, burada yaklaşık bir sene ders verdi. 1993 yılında ise Acemoğlu’nun yolu, bugün hâlâ yaşadığı ve vatandaşı olduğu ABD’ye düştü. O sırada henüz 26 yaşında, genç bir akademisyendi ama alanındaki hakimiyeti çabucak dikkat çekmiş ve onu Massachusetts Teknoloji Üniversitesi (MIT) akademik kadrosuna katmıştı. Bir daha da MIT bünyesinden ayrılmadı ve onu Nobel Ekonomi Ödülü’ne taşıyacak çalışmalarını burada geliştirdi.
Acemoğlu, 2000'de profesör oldu ve bugün bu efsanevi eğitim kurumundaki en yüksek unvan olan "Enstitü Profesörü" unvanına sahip.
Daron Acemoğlu’nun Aldığı Ödüller
Daron Acemoğlu aldığı ödüller, unvanlar ve madalyalarla dünyanın dört bir yanında takdir görüyor. Bunlar, ünlü ekonomistin İşte Nobel Ekonomi Ödülü sahibi Daron Acemoğlu aldığı ödüller ve madalyalardan öne çıkanlar:
- Adam Smith Anma Ödülü (1989)
- Robert McKenzie Ödülü (1990, 1992)
- 1994-95 The Economic Journal’da Yayımlanan En İyi Makale Ödülü (1996)
- T. W. Schultz Ödülü (2004)
- John Bates Clark Madalyası (2005)
- Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Bilim Ödülü (2006)
- John von Neumann Ödülü (2007)
- Utrech Üniversitesi, Fahri Doktora (2008)
- Boğaziçi Üniversitesi, Fahri Doktora (2011)
- Nemmers Ekonomi Ödülü (2012)
- George S. Eccles Ödülü (2013)
- T.C. Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü (2013)
- Atina Üniversitesi, Fahri Doktora (2014)
- Bilkent Üniversitesi, Fahri Doktora (2015)
- Max Schmidheiny Ödülü (2015)
- Bath Üniversitesi, Fahri Doktora (2017)
- ENS Paris-Saclay, Fahri Doktora (2017)
- London Business School, Fahri Doktora (2018)
- Jean-Jacques Laffont Ödülü (2018)
- Küresel Ekonomi Ödülü (2019)
- Fordham Trailblazer Ödülü (2020)
- İsviçre Finans Enstitüsü En İyi Makale Ödülü (2022)
- Nobel Ekonomi Ödülü (2024)
Daron Acemoğlu Kitapları
Daron Acemoğlu, henüz üniversite öğrenciliği yıllarında akademi çevrelerinde adını duyurmaya başlamıştı. Kariyerinin başlarında ise önemli makaleler yayımlamıştı. Bu makalelerden biri olan “Consumer Confidence and Rational Expectations: Are Agents' Beliefs Consistent With the Theory?" (Tüketicinin Kendine güveni ve Rasyonel Beklentiler: Faillerin İnançları Teori ile Tutarlı mıdır?), The Economic Journal’ın Ocak 1994 tarihli sayısında yayımlanmış ve Acemoğlu’na 1994-95 The Economic Journal’da Yayımlanan En İyi Makale Ödülü’nü getirmişti.
Ancak ünlü ekonomist en çok kitaplarıyla ses getirdi ve yakın çalışma arkadaşları James A. Robinson ve Simon Johnson ile beraber şöhretini akademi çevrelerinin ötesine taşıdı. İşte 2000’li yıllarda ekonomi biliminin çehresini değiştiren Daron Acemoğlu kitapları:
- Economic Origins of Dictatorship and Democracy (Diktatörlük ve Demokrasinin Ekonomik Kökenleri) - 2006 (James A Robinson ile birlikte)
- Why Nations Fail: The Origins of Power, Prosperity, and Poverty (Ulusların Düşüşü: Güç, Refah ve Yoksulluğun Kökenleri) - 2012 (James A. Robinson ile birlikte)
- The Narrow Corridor. States, Societies, and the Fate of Liberty (Dar Koridor: Devletler, Toplumlar ve Özgürlüğün Geleceği) - 2019 (James A. Robinson ile birlikte)
- Power and Progress: Our Thousand-Year Struggle Over Technology and Prosperity (İktidar ve Teknoloji: Bin Yıllık Mücadele) - 2023 (Simon Johnson ile birlikte)
Bu kitapların her biri çokça konuşuldu ve tartışıldı. Ama aralarından biri çok daha fazla öne çıktı: Ulusların Düşüşü. James A. Robinson ve Daron Acemoğlu Ulusların Düşüşü'nde büyüme ve kalkınma olguları için demokrasi ve kurumsallaşma perspektifini gündeme getirdi.
Daron Acemoğlu, Ulusların Düşüşü'nde Neyi Savunuyor?
James A. Robinson ve Daron Acemoğlu Ulusların Düşüşü’nü yayımladıklarında sene 2012’ydi. Bitcoin'in yaygınlaşmasında da önemli rol oynayan 2008 Küresel Finans Krizi’nin etkilerini dünya yeni yeni atlatıyordu ve ekonomide ilham verici yaklaşımlara ihtiyaç vardı. Ulusların Düşüşü, işte bu ihtiyaca cevep verdi. Peki ama Daron Acemoğlu Ulusların Düşüşü kitabında neyi savunuyor?
Öncelikle, bir kitabı anlamanın tek yolunun onu okumak olduğunu hatırlatalım. Burada yalnızca Ulusların Düşüşü'nün temel tezini çok kısa bir şekilde özetleyeceğiz. Bu özet, yüzlerce sayfada onlarca örnek ve delille desteklenen argümanları hakkıyla açıklamaya yetmeyecektir. Ama kitabın temelde ne söylediğini anlamak; onun üzerinde çalışmak ve sonunda onun argümanlarını benimsemek veya ona itiraz etmek için iyi bir başlangıç noktası olabilir.
Artık çağdaş ekonomi araştırmalarının kült eserleri arasında kabul edilen Ulusların Düşüşü, aslında yüzlerce sayfada tek bir soruya cevap veriyor: Neden bir ulus zenginleşirken diğer yoksul kalıyor?
Bu soruyu ilk defa Robinson ve Acemoğlu sormadı. Adam Smith'ten Karl Marx'a, Max Weber'den Samir Amin'e, Douglass North'tan Jeffrey Sachs'a farkı eğilimleri temsil eden çok sayıda isim ekonomi-politiğe girdikleri anda itibaren benzer soruları sordular. Ne var ki verdikleri cevaplarda ayrıştılar, Acemoğlu ve Robinson da öyle!
En basit şekilde ifade etmek gerekirse, Ulusların Düşüşü'nde Acemoğlu ve Robinson, ülkeler arasındaki refah düzeyi farklılığını kurumlarının niteliğiyle açıklıyor. Bir ulusun diğerinden daha zengin olmasındaki ana etken ne kültürdür, ne coğrafya, ne de başka bir şey; kurumlarının niteliğidir diyor.
Ulusların Düşüşü'ne göre kurumlar ikiye ayrılıyor: kapsayıcı kurumlar ve dışlayıcı kurumlar. Çoğulcu, demokratik ve şeffaf “kapsayıcı kurumlar” hukukun, rekabetçiliğin ve özel mülkiyetin korunmasını sağlıyor. Kapsayıcı siyasi kurumların geliştiği toplumlarda kaçınılmaz şekilde kapsayıcı ekonomik kurumlar da doğuyor. Bu kurumlar sayesinde gerçek bir serbest piyasa gelişebiliyor ve iyi işleyen bir hukuk düzeni yatırımların önünü açıyor. Sonuçta, kapsayıcı kurumlar sayesinde ekonomik büyüme ve refah artışı mümkün oluyor. "Dışlayıcı kurumlar" ise dar bir çevrenin çıkarlarına hizmet ediyor, hukuk tanımıyor ve mülkiyetin her an tehdit altında kalmasına yol açıyor.
Robinson ve Acemoğlu, Ulusların Düşüşü'nün bir bölümünde bu kurumları tarif ediyor ve örnekliyor. Örneğin, Güney ve Kuzey Kore'yi bu bağlamda kıyaslıyor; sonuçta bu iki ülke arasındaki refah eşitsizliğinin ana kaynağı olarak kurumlarının niteliğini tespit ediyor. Kitabın kalan kısımlarında ise kapsayıcı kurumların refaha, dışlayıcı kurumların yoksulluğa neden olduğuna dair argümanlarını sunuyor.
Ulusların Düşüşü'ne Eleştiriler
Özellikle sosyal bilimler söz konusu olduğunda eleştiri ve tartışma kaçınılmazdır. Daron Acemoğlu'nun kitapları arasında en çok ün kazananı, New York Times'ın Çok Satanlar listesine bile giren Ulusların Düşüşü de tabii ki pek çok koldan eleştirilere maruz kaldı. Robinson ve Acemoğlu'nun küresel eşitsizliğin ana nedeni olarak ülkelerin kurumlarının niteliğini göstermesi, en çok şu açılardan eleştirildi ve eleştiriliyor (aşağıdaki maddeler bizim görüşlerimizi yansıtmamakta, yaygın eleştirileri özetlemektedir):
- Ulusların Düşüşü, fazla Batımerkezci bir yaklaşıma sahip. Batı tarzı kalkınma modelini tek ve evrensel bir model olarak sunuyor.
- Tarımsal verimlilik ve tropikal iklimlerdeki ölümcül hastalıklar gibi unsurların ekonomi üzerindeki etkisini göz ardı ediyor.
- Bağımlılık Teorisi savunucularının uzun yıllar detaylıca incelediği küresel ekonomik ve siyasi sistemlerin ülkelerin kalkınması üzerindeki etkilerini yeterince önemsemiyor. Uluslar arasındaki eşitsizliklerin temeline kurumların niteliğini yerleştirerek, sömürgecilik ve emperyalizm gibi olguları hafife alıyor.
- Bir tek parti rejimi tarafından yönetilen Çin, muazzam bir kalkınma örneği sergiledi ve Ulusların Düşüşü bu istisnayı açıklamakta yetersiz kalıyor.
- Robinson ve Acemoğlu'nun "kapsayıcı" olarak tanımladıkları ve kitapta örneklerini verdikleri kurumlar aslında onların idealize ettikleri kadar kapsayıcı değil.
Ulusların Düşüşü'ne yönelik bu eleştirilerin her biri, farklı eğilimlerdeki isimler tarafından yapılıyor. Özellikle Çin örneği, Robinson ve Acemoğlu'nun sürekli karşısına çıkarılıyor. John Hopkins Üniversitesi’nde Politik Ekonomi Bölümü başkanlığını yürüten Yuen Yuen Ang'ın Çin'in kalkınmasını incelediği ve 2016'da yayımlanan ünlü How China Escaped the Poverty Trap? (Çin Yoksulluk Tuzağından Nasıl Kaçtı?) kitabı, Ulusların Düşüşü'ne bir cevap niteliği de taşıyor.
Ulusların Düşüşü'nü eleştirenler arasında Microsoft'un kurucusu Bill Gates de yer alıyor. 2013 yılında kitabı inceleyen Gates, kitabı fazla indirgemeci bulmuş ve şöyle yazmıştı:
"(...)
Ulusların Düşüşü farklı ülkelerle ilgili pek çok ilginç tarihi hikayeyi içeren, okunması kolay bir kitap. (...)
Ancak sonuçta kitap büyük bir hayal kırıklığı yaratıyor. Yazarların analizini muğlak ve basit buldum. Siyasi ve ekonomik kurumlara ilişkin 'kapsayıcı ve dışlayıcı' görüşlerinin ötesinde, diğer tüm faktörleri büyük ölçüde göz ardı ediyorlar. Önemli terimler gerçekten tanımlanmamış ve bir ülkenin daha 'kapsayıcı' kurumlara sahip olmak için nasıl hareket edebileceğini asla açıklamıyorlar.
(...)"
Daron Acemoğlu Neden Nobel Aldı?
Daron Acemoğlu'nun ünü Ulusların Düşüşü ile ekonomi dünyasını aşmış olabilir. Ulusların Düşüşü çokça ve belki bir kısmı haklı eleştiriye de maruz kalmış olabilir. Bununla beraber, Acemoğlu'nun argümanları ve tezleri Ulusların Düşüşü'nde ifade ettiklerinden ibaret olmadığı gibi, doğru ya da yanlış bu argümanlar, kalkınma çalışmalarına yeni bir soluk getiriyor. Nitekim ödül komitesinin resmi açıklamasına göre Acemoğlu, Johnson ve Robinson'un Nobel'e layık görülmelerini "kurumların oluşumu ve refaha etkilerine ilişkin çalışmaları" sağlamış.