Beta, bir bütün olarak piyasaya kıyasla bir menkul kıymetin veya portföyün volatilitesinin veya sistematik riskinin bir ölçüsü anlamına gelmektedir. Finans dünyasında beta katsayısı (beta coefficient) bir mal varlığının piyasada ki değişimlere göre hareketlerini ölçmek için kullanılmaktadır.
Başka bir ifade ile beta katsayısı pazar endekslerinin veya portföylerin kıyaslanması aracılığıyla yapılacak bir yatırımın riskini hesaplamak için kullanılmaktadır. Ayrıca Beta, sistematik risk ile varlıklar (genellikle hisse senetleri) için beklenen getiri arasındaki ilişkiyi tanımlayan sermaye varlık fiyatlandırma modelinde (CAPM) kullanılmaktadır. CAPM, varlıkların riskini ve sermaye maliyetini göz önünde bulundurduğu için riskli menkul kıymetleri fiyatlandırmak, varlıkların beklenen getirilerine ilişkin tahminler oluşturmak için yaygın olarak kullanılmaktadır.
Beta Katsayısı Nasıl Çalışır?
Beta katsayısı, bir varlığın piyasada ki volatilitesine göre beklenen yatırım getirisini hesaplamak için kullanılmaktadır. Beta katsayısı yalnızca belirli bir varlığa yatırım yapma riskini ölçmek için kullanılmaz, aynı zamanda bir yatırımın mevcut portföye ekleyeceği risk miktarını da ölçer. Bir beta katsayısı, tüm piyasanın sistematik riski ile kıyaslandığında tek bir hisse senedinin oynaklığını ölçebilmektedir. İstatistiksel olarak beta katsayısı, veri noktalarının izlediği seyirle oluşan doğrunun eğimini temsil etmektedir. Finans alanında ise, bu veri noktalarının her biri bir bütün olarak piyasanın getirilerine karşı bireysel bir hisse senedi getirisini temsil etmektedir.
Beta katsayısının hesaplaması, yatırımcıların bir hisse senedinin piyasanın geri kalanıyla aynı yönde hareket edip etmediğini anlamalarına yardımcı olmak için kullanılmaktadır. Ayrıca, bir hisse senedinin piyasanın geri kalanına göre ne kadar değişken veya ne kadar riskli olduğu hakkında bilgi sağlamaktadır. Beta katsayısının yararlı bir öngörü sağlaması için, karşılaştırılan pazarın hisse senedi ile ilişkili olması gerekmektedir. Örnek olarak, S&P 500'ü referans olarak kullanarak bir tahvil ETF'sinin beta katsayısını hesaplamak, tahviller ve hisse senetleri çok farklı olduğundan, bir yatırımcı için çok yararlı bir fikir sağlamayacaktır.
Sonuç olarak, bir yatırımcı hisse senedinin portföyüne ne kadar risk eklediğini ölçmek için beta katsayısını kullanmaktadır. Piyasadan çok az sapma gösteren bir hisse senedi, portföye çok fazla risk eklemese de daha fazla getiri potansiyelini de arttırmayacaktır. Dünyadaki bütün yatırım yapılabilir mal varlıklarını göz önünde bulundurulursa, tüm piyasayı kendisiyle kıyaslamış olur, bu da beta değerinin tam olarak 1 olacağı anlamına gelmektedir. Ancak belirli bir mal varlığını piyasa ile karşılaştırırken, beta katsayısı çok yüksek ihtimalle 1 değerinden daha küçük veya daha büyük olacaktır. Eğer beta katsayısı 1’den yüksek ise, kıyaslanan mal varlığının yalnızca volatil olmadığını, aynı zamanda piyasa ile de ilişkili olduğunu göstermektedir. Aksine, düşük veya negatif beta değerleri, bir yatırımın piyasadan daha düşük volatiliteye sahip olduğunu veya mal varlığındaki fiyat hareketlerinin piyasa ile ilgisi olmadığını göstermektedir.
Bununla birlikte beta katsayısı duruma göre olarak farklı şekillerde kullanılabilmektedir. Örnek olarak, yatırım şirketleri bir mal varlığının beta katsayısını, bahsedilen mal varlığına yatırım yapmanın riskli olup olmayacağını hesaplamak için kullanabilirler. Belirli bir hisse senedi için doğru kıyaslama yapıldığından emin olmak adına, kıyaslama ile ilgili olarak yüksek bir R-kare (belirlilik katsayısı) değerine sahip olması gerekmektedir. R-kare, bir menkul kıymetin karşılaştırma endeksindeki hareketlerle açıklanabilen tarihsel fiyat hareketlerinin yüzdesini gösteren istatistiksel bir ölçüm almanına gelmektedir. Sistematik riskin derecesini belirlemek için beta katsayısı kullanıldığında, kıyaslama ölçütüyle ilgili olarak yüksek R-kare değerine sahip bir menkul kıymet daha ilişkili bir ölçütü gösterebilinmektedir. Örnek olarak, SPDR Gold Shares (GLD) gibi bir altın borsasında işlem gören fon (ETF), külçe altının performansına bağlıdır. Sonuç olarak, bir altın ETF, S&P 500 ile düşük beta katsayısı ve R-kare ilişkisine sahip olacaktır.
Bu nedenle beta hesaplamaları, risk oranına göre hangi varlıklara yatırım yapmaları gerektiğini gösteren bir veridir. Bir hisse senedi yatırımcısının risk üzerine inceleme yapmasının bir diğer yolu da, onu iki kategoriye ayırmak olacaktır. İlk kategori, tüm piyasanın düşüş riski olan sistematik risk olarak adlandırılmaktadır. 2008'deki mali kriz, sistematik risk tanımına bir örnek olmaktadır; hiçbir çeşitlendirme, yatırımcıların hisse senedi portföylerinde değer kaybetmelerine engel olunamayacağını görülmüştür. Sistematik risk, çeşitlendirilemeyen risk olarak da adlandırılmaktadır. Çeşitlendirilebilir risk olarak da bilinen sistematik olmayan risk, bireysel bir hisse senedi veya endüstri ile ilişkili belirsizlik anlamına gelmektedir. Ek olarak, Lumber Liquidators (LL) şirketinin 2015 yılında tehlikeli seviyelerde formaldehit (zehirli kimyasal bir madde) içeren parke döşeme sattığının sürpriz duyurusu, sistematik olmayan riske bir örnek olarak gösterilebilir. Sistematik olmayan risk, çeşitlendirme yoluyla kısmen azaltılabilmektedir.
Beta katsayısı kavramı kripto para piyasaları üzerinde incelendiğinde, Bitcoin referans kaynağı olarak kullanılabilmektedir. Dolayısıyla, Bitcoin’in fiyatı ve volatilitesi ile ilişkili olarak BNB veya diğer altcoinler için beta katsayısı hesaplanabilir. Alternatif olarak, Bitcoin'in volatilitesi altın veya hisse senedi piyasalarına da kıyaslanmaktadır. Buna göre hesaplanan beta katsayısı, Bitcoin ile geleneksel finans piyasaları arasındaki ilişki hakkında sizlere bilgi verecektir.
Beta Değeri Türleri
Beta Katsayısı 1.0’a Eşitse:
Bir hisse senedinin beta katsayısı 1.0 ise, fiyat aktivitesinin piyasa ile güçlü bir şekilde ilişkili olduğunu göstermektedir. 1.0 değerindeki bir beta katsayısı, bir hisse senedinin sistematik riski olduğunu göstermektedir. Ancak beta katsayısının hesaplanması sistematik olmayan herhangi bir riski tespit edememektedir. Beta katsayısı 1.0 olan bir portföye hisse senedi eklemek, portföye herhangi bir risk eklemez ancak portföyün fazla getiri sağlama olasılığını da artırmaz.
Beta Katsayısı 1.0’dan Az İse:
1.0'dan küçük bir beta katsayısı değeri, teorik olarak güvenliğin piyasadan daha az değişken olduğunu ifade etmektedir. Bu hisseyi bir portföye dahil etmek ise hisse senedi olmadan aynı portföyden daha düşük riskli duruma getirmektedir. Örneğin, kamu hizmeti veren hisse senetleri genellikle düşük beta değerlerine sahiptir çünkü piyasa ortalamalarından daha yavaş hareket etme eğilimindedirler.
Beta Değeri 1.0’dan Büyük İse:
1.0'dan büyük beta katsayısı değeri, menkul kıymetin fiyatının teorik olarak piyasadan daha değişken olduğunu göstermektedir. Örneğin, bir hisse senedinin beta katsayısı 1.2 ise, piyasa değerinden %20 daha fazla volatiliteye sahip olduğu varsayılmaktadır. Teknoloji hisse senetleri ve küçük sermayeli şirketlerin hisse senetleri, piyasa kıyaslamasından daha yüksek beta değerlerine sahip olma eğilimindedirler. Bu durum, bir portföye hisse senedi eklenmesinin, portföyün riskini artıracağını ancak beklenen getirisini de artırabileceğini göstermektedir.
Beta Katsayısı Değeri Negatif İse:
Bazı hisse senetlerinde negatif betalar bulunmaktadır. -1.0 beta katsayısı değeri, hisse senedinin piyasa göre kıyaslaması ile ters orantılı olduğu anlamına gelmektedir. Bu hisse senedi, kıyaslama trendlerinin zıt ya da ayna görüntüsü olarak düşünülebilir. Satış seçenekleri ve ters ETF'ler, negatif betalara sahip olacak şekilde tasarlanmıştır. Negatif bir beta katsayısı değerinin de yaygın olduğu altın madencileri gibi birkaç endüstri grubu da vardır.
Teoride Beta ve Pratikte Beta Ne Anlama Gelmektedir?
Beta katsayısı teorisi, hisse senedi getirilerinin istatistiksel bir perspektiften normal olarak dağıldığını varsaymaktadır. Ancak finansal piyasalar büyük sürprizlere eğilimlidir. Bu nedenle gerçekte getiriler her zaman normal dağılmamaktadır. Normal dağılmayan bir hisse senedinin beta katsayısı değerinin, bir hisse senedinin geleceğe yönelik öngörüsü hakkında tahmin edebileceği değerler her zaman doğru olmamaktadır.
Çok düşük beta değerine sahip bir hisse senedi, daha küçük fiyat dalgalanmalarına sahip olabilir ancak yine de uzun vadeli bir düşüş trendinde de olabilir. Dolayısıyla, düşük beta değerine sahip aşağı yönlü bir hisse senedi eklemek, bir portföydeki riski ancak yatırımcının riski kesin olarak volatilite (zarar potansiyelinden ziyade) açısından tanımlaması durumunda azaltmaktadır. Pratik bir bakış açısıyla, düşüş eğilimi yaşayan düşük bir beta değeri, hisse senedinin portföy performansını iyileştirmesi pek olası görülmektedir.
Benzer şekilde, çoğunlukla yukarı yönde oynak olan yüksek beta hisse senedi portföy riskini artıracak, ancak kazanç da ekleyebilir. Bir hisse senedini değerlendirmek için beta kullanan yatırımcıların, bir portföyden risk ekleyeceğini veya kaldıracağını varsaymadan önce, temel ya da teknik faktörler gibi diğer perspektiflerden de değerlendirmeleri önerilir.
Beta Katsayısının Dezavantajları
Beta katsayısı, bir hisse senedini değerlendirirken yararlı bilgiler sunabildiği kadar sınırlamalar da getirmektedir. Beta katsayısı, bir menkul kıymetin kısa vadeli riskini belirlemede ve CAPM'yi kullanırken öz sermaye maliyetlerine ulaşmak için oynaklığı analiz etmede faydalıdır. Bununla birlikte beta katsayısı, geçmiş veri değerlerinin gözlem noktaları kullanılarak hesaplandığından, bir hisse senedinin gelecekteki hareketlerini tahmin etmek (öngörü yapmak) isteyen yatırımcılar için daha az anlamlı hale gelmektedir.
Beta katsayısı uzun vadeli yatırımlar için daha az kullanışlıdır, bunun sebebi ise bir hisse senedinin volatilitesi, şirketin büyüme aşamasına ve diğer faktörlere bağlı olarak yıldan yıla önemli ölçüde değişebilmektedir.