Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 11 Eylül 2025 tarihli Para Politikası Kurulu toplantısında faiz oranlarında değişikliğe gitti. PPK’nin bu kararı, gerek finansal piyasalarda gerekse ekonomik beklentiler açısından dikkatleri yeniden Türkiye’ye çevirdi.
Faiz Oranlarındaki Değişiklik
Politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faizi, %43’ten %40,50’ye indirildi; toplamda 250 baz puanlık bir düşüş gerçekleştirildi.
Gecelik borç verme (overnight lending) faizi %46’dan %43,5’e, borçlanma (overnight borrowing) faizi ise %41,5’ten %39’a çekildi.
Bu karar, TCMB için yıl içinde yapılan yedinci faiz indirimi anlamına geliyor.
Kararın Nedenleri ve Banka Değerlendirmeleri
TCMB metninde yer alan temel vurgular şunlar:
Ağustos enflasyon rakamlarında ana eğilimin yavaşlaması gözlemlendi.
İkinci çeyrek büyümesi, beklentilerin üzerinde gerçekleşti; buna karşın iç talep göstergeleri hâlâ zayıf durumda.
Gıda fiyatları ve yüksek ataletli (yavaş tepki veren) hizmet sektörleri enflasyon üzerinde yukarı yönlü baskılar oluşturuyor.
Enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışları ile küresel riskler, dezenflasyon sürecine dair belirsizlik yaratıyor.
İleriye Dönük Mesaj & Para Politikası Duruşu
TCMB, fiyat istikrarı sağlanana kadar sıkı para politikasının korunacağını açıkladı.
Gerektiğinde ilave makroihtiyati tedbirler alınacağı mesajı verildi.
Likidite yönetimi araçlarının aktif kullanılacağı ve karar alma sürecinin veri odaklı, öngörülebilir ve şeffaf biçimde sürdürülmesi kararlaştırıldı.
Ekonomist Görüşleri ve Analiz Değerlendirmeleri
Ekonomistler faiz indiriminin genellikle 200-300 baz puan arasında olacağını ön görüyordu; gerçekleştirilen 250 baz puanlık indirim beklentilerin ortasında yer aldı.
Bazı uzmanlar, bu indirimin enflasyondaki yavaşlama eğilimine işaret ettiği yönünde olumlu görüş taşırken, diğerleri gıda ve hizmet sektöründeki baskıların devam etmesinden ötürü temkinli olunmasını savundular.
Piyasalarda kararın ardından döviz kuru, tahvil faizleri ve Borsa İstanbul’daki hareketler mercek altına alındı; birçok yatırımcı bu kararın yıl sonu enflasyon ve büyüme beklentilerine etkilerini takip etmeye başladı.
TCMB’nin 11 Eylül kararı, ekonomik görünümdeki belli olumlu sinyallere rağmen risklerin sürmekte olduğunu gösteriyor. Faiz indirimi adımı, merkez bankasının enflasyonla mücadele stratejisindeki esneklik ve dikkat kullanma gerekliliğini ortaya koyuyor. Gelecek dönemde açıklanacak veriler, bu kararın etkinliği ve piyasaya yansımaları bakımından belirleyici olacak.